Etiketler: abdal,
aşık,
aşk,
aşk mezatı,
bela,
can,
canan,
çerağ,
dert,
doğaçlama,
edep gagive me,
ekmekçi,
elvan elvan,
gönül,
güzel,
kibir,
kor alev,
mecnun,
mizan,
saltanat,
sevmenin mihrabı,
ükran,
vera,
yakut,
yeşil gözlü kız,
zalim,
zası,
zikir,
ziyan
Şiirin hikayesi: Ahikul ahmed bir kaç gün önce bir ekmekçide (Etlik, Merhamet unlu mamüller) bir genç hanımın gözlerinin yeşil olduğunu farkeder ve gözlerine biraz daha bakması için izin ister. Genç hanım gözlerinin yeşilliğinden emin ve güzelliğinde ve etlileyiciliğinde de kararlıdır ve döner gözlerine bakması için izin verir. Ne olduysa bu gözlere uzun süre bakmaktan olur ve ahikul ahmed bu gözlere vurulur.
.
Aşağıdaki üç şiiri aşkının musallasına gönderse de bir türlü cevap alamaz…sorun olarak bu aşkın cenaze namazını kim kıldıracak diye düşünür ve sürekli namaza gider..fakat imamlarda bir farklılık vardır. bu aşkın musalla taşı da cami bahçesinde değildir. aşık arşu aladadır ve beyaz bir cübbeye sarınmıştır. Cübbenin beyazlığı kişinin kalbinin iman ve temizliğini, cubbenin uzunluğu ise kişinin takvasının derinliğine işarettir.
.
Adeta bale yapar gibi alttan üste, üstten alttan, sağdan soldan ve türlü figürler yapmaktadır. bu hiç de mevlananın dönüşüne benzememektedir. aşk dilden kalbe inmiş ve harekete dönmüştür ve bunun müşterisini aramaktadır aşık ahi kul ahmed. Bulduğunuzda lütfen bize döndükçe dönün olmaz mı?
.
I GÜN
.
Aşka Davet
.
Şükran hanım,
sanırım ekmekçide farkettiğim o yeşil gözlü tatlı ve cesaretli hanımsınız. değil mi?
ben bir aşığım..
senin güzelliklerini en iyi ben anlarım desem bu aşk mı olur yoksa kibir mi?
gel…
gönlüme gel…
gir gönlüme yakuttan bir sır gibi..
sana ölsem bil ki canı kula meftun sarhoş gibi,
yokluğun ölmeğe taştan sur gibi,
hangi dert senden geçer
hangi aşk sensiz olmaz,
söyle ona yanayım kor alev gibi,
gözde mizan
kararda ziyan,
ölmekde saltanat
yaşamda zalim
hangisidir gülüm senin sanatın?
hangisi
bilmem hangisi
çağrıştırır mı ben gibi?
beni atsam kalmayacak sen gibi,
sen ve ben şükürde şükran gibi,
boşverdim şükrü şükran’dan sızar gibi,
üzüntüm ekmekçiden yeşillemiş gözler yarası
bu bir gönül
bu bir gönül sargısı,
(Doğaçlamadır, yeşil gözlülerden bir güzeledir, devam eder inşaallah
namaz zamanı..)
II GÜN
.
Aşkda karar
.
bugün şükran günü
saat şükran’a beş var
şükran’sız gün doğmadı
batması da şükran’sız olmadı
kararım şükran
bakarım şükran
Yanarım şükran
içtiğim bardakta şerbet şükran’lı
şükran’sız kimse doğmadı alemde
kimse de ölmeyecek saltanatla
dertlerin başı sensin şükran
şükür dedim dertlerim şükran’lı
nice aşk söndü yoktu şükran’lı
yaşamakta karardı şükrkan
imanını aşk ile boyamak kulpundan
bahar ermişti çemenlerde şükran
şükran aşağı
şükran yukarı
bırakın şu şükran’ı
bana gelsin rüzgarı
lale sümbül gül bülbül tımarı
elvan elvan rayihalar nigarı
bana senden sana benden dokunur ılgıt ılgıt veraı
haydi uç artık Kaf Dağı’nın çerağı
seni bekler Arşu âlânın serabı
Mecnun olmak da ne çölde yoktur şükran muamması
nazu niyaz etsen de aramak bulmak nişanı
buldum ele gelmedi
aradım bulan olmadı
neden sonra üşüşür baykuş kaçındığın zevali
haydi can ve canan meftun ol biraz yaşadığın mecraı
bir şükran bir şükran daha etmez mi gönlümdeki yerde ıpıssız alaca serabı
senle şenlensin gel gönlüm koynumdaki pahaya kul olsun serencamı
gelmez isen cümle alem bu aşka şahid olsun bağırdığın aşk-ı inkarı
(doğaçlama yazılmıştır, olaylar ve isimler gerçektir. haydi namaz vakti..)
III GÜN
.
sevmenin mihrabı
.
şimdi zikir zamanı
zikretsem bilmez kimse bu nihanı
dercolur bela’dan çemene bir kadı hükümranı
sen bir ol şükran zamanı
kaç güzele kinaye dizdin bilmem ki bahayı
ben de sana çiziktirdim gözlerinden sadrına inen duayı
bensiz dünya döner aşıktır aşkın katmerli nişanı
düşmeyegör gönlüne hicap duymaz meramı
alır lakin vermez kalplerin insicamı
senden bir pırıltıya nice sırlar sunar çerağı
bakmaktan sanat öğrenmek yalnızca bir aşık kazası
bir şükran’a bin yazmak kimlerin saltanatı
yazmakta derman bulmak abdalların koltuk altı belagatı
gel şükran gel ki sana yazmanın aşkı sarsın canımın vazgeçilmez kudret serencamı
canına şimdi verdim canımı canan efradımı
kim ki canan dedi canı için sevdi cananını
sevdi canını
kim ki canım dedi canan için sevdi canını
sevdi cananını
on yaşımda aşkın şerbeti elimde idi mevlanadan içti ilahi aşk şarabını
etmedim zayi muhabbet kelamından bir lahza sarhoşluğun gülizarı
sana da bir türkü çalayım şükran dediğim güller baçı selamsız mihrabı
ağla gözlerim ağla ayrılık zamanı
şükran demek bitmez onu canan bilmek aşkın mezatı
aşka şükran eklemek sevmenin mihrabı
candan geçip hal eylemek hakikatten marifet karı
canla canı dağlamak sultanın harda nazarı
bir ömre nazar ise şerefle korunacak edep gazası
aşıklar edepten arîdir şükrana söyler sazdan bitmeyen semai
şükran bilmez bu candaki tükenmeyen sızının muhabbetteki yaranı
give me a ses
say me a yes
have a nice day
by
fi emanillah
.
IV Gün
.
sevgili yeşil gözlü hanım,
sizi sevmenin ötesinde bekler gibiyim
ancak aşkı inkar etmek de ne
bana böyle şeyler söyleme
dayanamadım yalnızlığa da başıma üşüştürdüm cümle cahilleri
ne dediysem dedim de dört küfede sallayıvardim denizler illeti
adını şükran dememde varmıdır bela zilleti.
zaten ayan demedim seni elevermeye bu muhabbeti.
itirazın var ise kaldıralım tümüyle sözlerin nirengi
ağıtların deryaya mizanda sefaleti
tez eyle bu cahile arzuhal ettiğin cahiller kıymeti
seni özlediğim doğrudur şu inkarsız bereketi
hoşça kal diyemem bu uzaklığın haksız icazeti
lütfeyle bir gör aşk ile yanan kalbim ilmek ilmek dökülesi
semaya yükselmişken bir şefaat kıl bu aşktan yandıkça ölesi
bırak beni kıldırayım bir musalla saltanatı.
güller sana ah eder her bir sultan tacında açılası
gül gül gül eyler gözlerin bir muamma sevilesi
aşıkların sözünden azabı
gönüller dilinden türabı
cihanın sazından mihrabı
isyanın nazından olur cezası
herşeyi yap lakin nazına düşme güller kararı
yoruldum…
alo orda kimse var mı?
.
.
aşık ahi kul ahmet aşık oldu ve aşkına yazmak nasib oldu
Etiketler: allaha emanet ol,
allahı yücelte4rek dışlama,
emanet,
esma-i hüsna,
islam,
kadeınlar emanettir.şirk,
kendine iyi bak,
modern tuzak,
ömer,
veda hutbesi,
yaşam
Selamün aleyküm,
Sevgili ömer,
Sana cenazede takılmam elbette boş değildi. Elimdeki yazıları hiç kimseye veremedim. Bir tek sana ve aldıysa Mehmet ali ye kısmet oldu.
Senin orada bana ayrılırken “Kendine iyi bak” dediğin benzetme, zannımca çok tehlikeli bir yaklaşım. Zira bu söylemin İslam’da yer aldığına ilişkin hiçbir karine bile yok. Elbette bir insan çukura düşmek üzere olan birine “dikkat et” diye bağırabilir de. Ancak senin tekrar ettiğin söylem tamamiyle genel bir yaşamın iyi olmasına ilişkin bir dilek.
İlk planda şirin görünüyor olmasına rağmen genel olarak hayatın devam ettirilmesinin Allah’a ait olduğunu bir müslümanın gargara yapmadan bilmesi gerekir. Bunun biraz daha ince tarafı bu hayatın devamının Allah ile olacağını bilse bile bunu unutup modern hayatın çemberine, tuzağına uyup bu senin dediğin kelimeleri sarfetmesidir. Buna ikinci türden bir hata diyebiliriz.
Hayatın devam etmesindeki karar ve etkinlik tamamiyle Allah’a aittir. Zira bunun içine, şöyle düşün, yediği yemeğin yaramasından tut yolda giderken kaza yapmasına, hatta kör bir kurşuna, veya aklına gelecek her türlü nahoş olayın hayra ve olumluya yani yaramasına kadar her şey Allahü Tealanın kudretinde değişik Esma-i Hüsna’larının tecellileri olarak devam eder gider.
Şimdi bu durumun tamamını koyacağımız temel argüman EMANET kavramıdır. Çünkü emanet kavramı özellikle hazreti Rasulüllah efendimizin VEDA HUTBESİNDE kadınlar için söylediği sözlerde geçer. Orada der ki “siz onları (Kadınlarınızı) Allah’ın emaneti olarak aldınız……” der. İşte bu emanet, alınan bir şeyin belli bir süre sonra aynen hiç bozmadan, kırmadan, dökmeden, yaralamadan hatta hiç kötü söz söylemeden geri iadesi anlamına gelir.
Aynı emaneti, işte insanlar birbirine emanet etmedikleri için kendi kontrolünün dışında başka bir yerde yaşayan insana da elbette yapamazlar. Geriye kişinin kendi kendine emaneti diyebileceğimiz senin “Kendine iyi bak” sözüne kalıyor. Yukarıda izah ettiğim yaşamın içindeki Allah’ın kudreti varken ısrarla ve yanlış olarak kişiyi kendine emanet ettirmek haşa “Allah’ı yukarı çıksın (Yücelterek dışlama), biz burada kendimize yeteriz, bize karışmasın” anlamındaki imani bir hataya da bizi götürebilir diyebiliriz. (sizin kastınız bu olmasa bile)
Dolayısıyla emanet kavramını en iyi gerçekleştiren Allahü Teala’dan başka kim olabilir ki. Şöyle ki: yediğiniz yarayacak, karnınız ağrımayacak, rahatlıkla tuvalete çıkacak ve rahatlıyacaksınız, zamanında ve iyi bir uyku çekeceksiniz, yolda bir ballici sizi çevirmeyecek bıçaklamayacak, işinizde doğru karar almanızı Allah sağlıyacak, insanlar size sevgi ile bakacak, arabanızla kaza yapmanız engellenip doğru istikamette gideceksiniz, son olarak diyeyim ki Allah size kendisini zikretme fırsatı verecek, sürekli nefes almanız sağlanacak v.s yani hep doğrulardan ve faydalılardan oluşaqn bir yaşam zinciri…hep size hizmet e3decek. Ve bunun hepsini Allah sağladığı halde emaneti kalkıp insana yapacaksınız.???
Sevgili Ömerciğim, bunları bir insan kendi kendine yapıyorum diye ortaya çıkıyorsa hemen o adama kendi kendini emanet et, üstüne üstlük seni de emanet kabul etsin olmaz mı….Elbette ben senin buralarda olmadığını biliyorum. Lakin boş bulunup gizli şirk koşan insanların tarlasında ne arıyorsun??? Kalbi Allah için çarpanların dili de Allahı ve onun söylemlerini, ona çıkan söylemleri söyler.
Dikkatle bunları okumanı ve İslam’a yönelen tehlikeleri bilerek bilinçli olarak nasıl konuşman gerektiğini kendinin belirlemesini çok arzu ederim. Zira İslam’a yalnızca dışarıdan değil içerden de uyum sağlama şeklinde de olsa tehlikeler geliyor. Şu akşam saatinde gözlerimi doldurdun.
Seni ve aileni mübarek biliyor ve kardeş olarak seviyorum. Seni kıracak aşırı bir söz bu yazıda geçti ise kastımın olmadığına ver.
ALLAH’a EMANET OL. ALLAH’a EMANET OL. ALLAH’a EMANET OL.
Aşık üstadın ahmed
Etiketler: ah,
allah,
aşık,
aşk,
ataş,
azad,
bela,
bülbül,
can canan,
çerağ,
cilve,
dergah,
dost,
dua,
feryad,
kadir,
mecnun,
menim,
mennan,
miheng,
mizan,
mum,
pervane
Yok olmuşam aşk yolunda cananım
Aşık eyle canım üzre Allah’ım
Dualarımda aşkın sesi Mennan’ım
Aşık eyle zarım üzre Allah’ım
Güle bülbül gerek dalında menim
Dillerin feryadı ahında menim
Aşığın cefası canında menim
Aşık eyle selam üzre Allah’ım
Aşkın yolu can-ı beden çerağı
Aşkın seli coşkun akar ırmağı
Aşkın demi bulmak eyler veraı
Aşık eyle meram üzre Allah’ım
Dost dergahın sözüdür aşk defteri
Cümle aşık yazışır levh kalemi
Ahından azad olur ataş yareni
Aşık eyle aşkım üzre Allah’ım
Aşkın canı mizan kıla şükürden
Entel aliyyül ağla zikirden
Mihengim sabra yetmiş duy Kadir’den
Aşık eyle kârım üzre Allah’ım
Cilveden çılgın düşmek bir arazdır
Mecnun kim rezil olmak bir garazdır
Mum yazdım pervaneye bir niyazdır
Aşık eyle bela’m üzre Allah’ım
Dermansız dertler isterem mizanda
Canım sundum korkusuz aşk yolunda
Yollar uzun incedir el kârında
Aşık eyle sa’yim üzre Allah’ım
Aşk düşe karar şevkiyle nirengi
Yakılsam yandırsam dağla mihengi
Dergahın vazgeçilmez gül belendi
Aşık eyle gülüm üzre Allah’ım
Aşka pazar sensin sevda haramdır
Aşka kavga sensin başka haramdır
Aşk yolunda mene dünya haramdır
Aşık eyle elim üzre Allah’ım
Da’vam kim aşığam ipte yürüyem
Nefsi geçgin emre düşsem dürüyem
Cehli yumak derc oldu men ölürem
Aşık eyle ahım üzre Allah’ım
Aşktan ağır bela olmaz güzelim
Yaram kalpte çare olmaz melhemim
Gözyaşım tanık aşkına belalım
Aşık eyle varım üzre Allah’ım
Nice can kıldım geçti hoş canından
Safa bilmez ağıt kârı yadından
Ben o yare niza etsem bağrımdan
Aşık eyle veram üzre Allah’ım
Ahi kul ahmed karardır eyleşir
Çerağ olur da zulmete söylenir
Niyaz düşerde Rahman’la dertleşir
Aşık eyle duam üzre Allah’ım
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.
Etiketler: ahd,
ahiret,
aşk,
ayrı düşmek,
azab,
azrail,
bal mısın,
bazar,
bizar,
can,
cefa,
çemen,
cennet,
ciğer,
dağlar,
divane,
dünyayı şeytana vermek,
gam,
gidiyoryargonul-azabcefaboranmevlabazarkozciger-salahduadivanegamfelek-ahiretkadercan-cananahdaskkomur-gozluimanmuhammedilahi-rizahakkdunya-seytanselvi-boy-ince-belzuluf,
gönül,
horan,
huri,
ilahi kitab,
ilahi rıza,
ılgıt ılgıt,
iman,
kaşı keman,
kavi,
kitabı aşk,
kıyamet,
köz köz,
mevla,
muhammed,
namahrem,
niyaz,
ömür,
rızık,
salah,
suna,
tura,
vebal,
viran,
yaban,
yar,
yaran,
yeldiemek,
yiğit,
zalım felek,
zülüf
Al hare giyer de, yeşil gözlerin
Beni derde salan gozel has gelin
Bir çare düşerde sesil nazların
Beni derde koyan gozel has gelin
Yeşil başlı gövel ördek süzülür
Süzülür de kirik ilen açılır
Üzme beni gelin yaram deşilir
Beni darda koyan gozel baş gelin
Yeşil gözler yeşillenmiş çemen mi
Dağlar karı erir gönül yuman mı
Bağda gozel, alıp kaçsam gelmen mi
Beni at da gören gozel koş gelin
Bir nazına bin sözümü sereyim
Domurları terler imiş sıkayım
Helal güller bahar söyler açayım
Beni canda gören gozel hoş gelin
Söyler dilim ağlar özüm bilmezler
Sözüm beştir O’nu çalar duymazlar
Aşkı güle yazdım kokar dermezler
Beni bağda gören gozel gül gelin
Yiğitler dizilir sıra daşına
Sunalar doluşur pınar başına
Üçgül açmış çemenlerde dağlara
Beni dağda goren gozel güç gelin
Ahi kulum ahmedim gozel içun
Gozel deyu ömür yidim aşk içun
On gozelden bire düştüm sıdk içun
Beni narda goren gozel gül gelin
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.
Etiketler: acz,
allah,
beyan,
can,
fakr,
gayri,
hal,
kara gün,
mahşer,
namazlık saltanat,
nefs,
ömür,
rabb
Ömür verdin hıtamı sen Allah’ım
Can uçar halden yana sen Allah’ım
Emaneti vermek mi zahmetinde
Sen ile kolay kıla yar Allah’ım
Canım gayrıda bedenim ayrıda
Bir namazlık saltanat kıl Allah’ım
Aczimden fakrım çıka bir uzunca
Rabbim hazanımda sorma Allah’ım
Yedi adımda kabirim seyranda
Kim kimi sorgu ede gör Allah’ım
Yakından gelmiş iken söz beyanda
Kara günün mizanı sen Allah’ım
Ahi kul Ahmed nefse çattığında
Mahşer saydı ölmek kastı Allah’ım
AÇIKLAMA:
-Bu beyitler kişinin kabre konması ile ilgilidir. canın gayrıda olması onun Allah’ın esmai hüsnasının tecellisinde olduğunu gösterir. bedenin ayrıda olması ruhun bedenden koptuğunu ifade eder.
-Bir namazlık saltanat cenaze namazıdır.
-Aczimden fakrım çıka demek, aczini bilerek tevazuyla ömrünü bitiren kişinin ölünce fakre yani yüksek bir mertebeye kavuşacağını ifade eder. bir uzunca kabre uzanmak kastedildi.
-Yedi adım demek, kabir başına gelenlerin ayak seslerinin artık duyulmayacağı mesafedir, yani dönüp gitme sayılan uzaklık.
-Kim kimi sorgu etmek demek, etrafımdakilerin terkinden sonra melekleri kabirdeki imanlı müminin sorgu etmesi demektir ki büyük bir imanla ancak olabilir.
-Yakından gelmek demek, melekler uzaktan geldiği için ölen yer üstünden hemen yer altına yani yakına geldiği dolayısıyla RABBini unutma ihtimalinin meleklere göre daha az olduğunu ve dahi bilenin sorgu etmesi gerektiği anlatılmak istenmiştir. bunun için sorgu değil beyandaki bilinen söz konuşulmalıdır.
-Ahi kul ahmedin nefse çatmasının arkasından bunun nefsin ölme derecesine gelmesini dünyada kemali elde etmesine bağladı ki bu hal ile mahşere gitmenin güzel olacağını arzuladı. böylece şiirin önceki beytlerinde söylenen bütün hususların da ancak bu şekilde münkün olabileceği de söylenmiş olmaktadır.
Aşık ahi kul ahmede birazını yaşayarak yazmak nasib oldu..
Etiketler: ahi kul,
ar,
aşkım,
baha,
baş,
bazar,
beyan,
can,
canan,
çarık,
dokumak,
edep,
gayri,
gönül,
gül,
güzel,
hal,
hay,
hazan,
karar,
kul,
mene,
meram,
meyan,
mezat,
miheng,
naz,
nirengim,
ölem,
ömür,
salah,
söz,
yar ile,
yitem,
zar
Yar ile yar ile
Gülerim yar ile
Bu ömrü var ile
Dokurum yar ile
Yar eyle yar eyle
Bu gönlü yar eyle
Dost oldum sen güle
Meramım yar ile
Yar diye yar diye
Kararım yar diye
Bir güzel yar diye
Beklerim yar ile
Yar oldum yar oldum
Yare yaran oldum
Bahayı “ben” kıldım
Yanarım yar ile
Yar eyle gül demi
Beklerim gül seni
Bir gönül perçemi
Çekerim yar ile
Yar eyler yar eyler
Yaredir yar eyler
Gönülden kul eyler
Hallerim yar ile
Yar ölem yar ölem
Yarden gayri ölem
Ölüp ölüp yitem
Mezatım yar ile
Yar elden yar elden
Yıka gel yar elden
Yar bahadır “ben”den
Hazanım yar ile
Yar söze yar söze
Can dizdim yar söze
Naz etme yar bize
Meyanım yar ile
Yar içim yar içim
Can düşer yar içim
“Ben” içer kul içim
Salahım yar ile
Yar senin yar senin
Güllerim yar senin
Sözümde naz senin
Mihengim yar ile
Yar aşkım yar aşkım
Yar sensin can aşkım
Bir naza bin canım
Nirengim yar ile
Yar nidem yar nidem
Yar seni zar idem
Bu gönül hem diyem
Bazarım yar ile
Yar başa yar başa
Yar düştü kıç başa
Men sende hiç ola
Beyanım yar ile
Yar düşe yar düşe
El mene kim neme
Hay demek ar niye
Edebim yar ile
Ahi kul yar ola
Yare çarık ola
Bahası can ola
Cananım yar ile
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib oldu.
Etiketler: alayı illiyyun,
allah,
allah rızası,
aşık,
aşıklar,
aşk,
ateş,
bela,
ben,
canan,
çerağ,
cübbe,
derya,
din,
dopst,
dumanım şemi,
düşman,
efkar,
gazap,
gönül,
göz,
gülşen,
hakk,
halk,
hikmet,
kalp,
katre,
kul,
levhi mahfuz,
leyla,
mah,
mahbup,
mecnun,
meram,
mizan,
mugayyir,
pas,
rab,
say,
selam,
sevap,
seyr,
söz,
sukut,
sultan,
zikir
sen istedin ermeğe cümle alem nihanın
kaç pazarın eyle sen dermeğe gül solanın
ermek öyle bir dert ki kulluğa var süfli cihanın
birdir yol üstünde dikenli elden gülü çerağın
gitme gitme gel gitme sen eyle bu aşkı meramın
huzur bulsun şu kainatta nuru mahbup kelamın
bir o yana bir bu yana sallanırken fikri serabın
katre katre dökül sen bir taştan bir taşa çarpan azabın
ne ol ne olma kimdeki varlığa atfın nuru yaranın
arar iken ne buldun ki söyler oldun keşfi nizamın
bulmaktaki aramak şevki sarsın bedenini arzı endamın
ne olursa ne olsun sana gelmeyen serabı bela’ın
nice mecnun bir leyla derdine yanıp durdu ataşı alafsız
lakin çok velvele sardı cihanı Mecnun deyu aşkı hilafsız
kim dedi ne dedi kuldan Hakk’a çıkmaya leyla habersiz
bir Kitmir dahi leylanın mahlesinden göründü mecnun dahi siz
ara gel arka gel duman üzre serabımdan çık da gel bin dahi siz
gelip dursan gelip dursan ne eylersin gönül sultan bin dahi siz
çerağ olup yansan kül üzre mahbup olsan ulaşmaya bir dahi siz
siz deyüp de yanmaz imiş kahırlarda atan yürekteki bir canı giz
aşka meyil verme meylini ezber kılar da gayretten düşer bu göz
nice aşıklar âlâyı illüyyundan düşer oldu sayinden düşer bu söz
Hakk Teala karar kıla sevdiğine bir adım önde yürür ağlar iki göz
kul eylese kul eylese kullukta mizan eylese bilir söyler imiş iki söz
saza verdim meramımı söyler her dem cananımı eyler imiş bir göz
kara yerde karar olmuş derdi hikmet nihan olmuş eyler imiş sin göz
nasıl bir ateş ki dumana küllük sunar sükuneti arzında bulduğunda
arz ile yakin düşer kul dahi gizemli suküneti gönlünde tuttuğunda
ister taşmakta ister sukünette karar kıl neylersen eyle gönül mahında
azabın neşe olur taştan taşa vurduğunda bahir bekler seni durulduğunda
katreden deryaya ulaşmak ruhu serabın coşkusudur aşkı endam kıldığında
Senden ben’i çıkardım cübbem üzre dönmeğe meyli envar kıldığında
söze suküt düştü sözden ari hallere bir nice yari canan eylediğimde
ak cübbeyi dine saydım uzun uzun yerlerde pazarı mizan eylediğimde
dön Allah dön dön ALLAH dön aşk ile şevk ile mahbubunu aşikar eylediğimde
bu nasıl bir aşk ki arşu alada eyler bizi dönmeğe talepkar canımı verdiğimde
Hakk Teala rahmet kıla cümle ümmeti Muhammed aşkına senin meramına
ol Muhammed kânı imiş rahmeti Rahman’ın dağılacak masumlar envarına
gel imdi ahmed sevelim Allah aşkına dönelim gülşendeki gönüller seyranına
halka rahmet saçalım her bir ümmet düşündeki safa bulmaz hali veraına
derd ile kalpler paslanmış zikrile açalım anın Hakk katında niyazına
derdine derman ol sen nice gönüller meramı eylediği serencamına
düşürme zikrini dilinden alemi efkara mugayir düşse bile nice bahaya
Hakk’tan rahmet almaz ise bilmeye kimin levhi mahfuz’daki kadri belasına
az düşündüm çok söyledim kimseler bilmez arşu âlâdaki cananımın gazabını
gazap odur ki Hakk’tan ayrı düştü bir kul için geri durur canındaki azabını
yanmışım yanmışım yanmakta deva bulmuşum külüm üzre serpeler
kül olmağa aşk duymuşum dumanım şem’i yanmaz dahi bilmeyeler
korkakların aşkı dünyadır yemek içmek şerhinden alem birri buncadır
aşıkların aşkı Allah’a bir rıza eklemektir gönülden alem birri buncadır
dost olasın dost olasın dosta dost hem dahi düşman olmak sırrıdır
benim ile olmak kânı benden ala cümle aleme sırrım ile bakmaktır
sevap ile ticaret eyleyenler bulamazlar Hakk’a yakîn rıza helvasını
nice gönül kırar bunlar iflas eyler ahirette veremezler sorgusunu
gönül kırma gönül kırma Hakk köşküdür kırdın Hakk’ın nazargahını
bizden öte yol geçmez bizimle düşülür ben’in bağ-ı irfan cümlegahını
aşık ahi kul ahmed’dir selamı veraım aleme eylerim bitmez nazarım
kıl imdi Rabb’im ben’i senden ayrı kılan cihandaki bitmez figanım
.
(İçten geldiği gibi ve düzeltme / silme yapılmaksızın 60 dakika içinde doğaçlama olarak yazılmıştır. elbette hatadan ari değildir. Nasib edene hamdolsun)
.
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur
Abdullah adlı bir okuyucu bir mail göndermemizi istemiştir. Biz de boş göndermeye utandığımız için küfemizde ne varsa ondan birşeyler çiziktirip doğaçlama gönderiverdik. gayri bize darılır mı yoksa darılmayıp serilirmi görecez!
.
ey abdullah ey abdullah
.
k.im dedi sana ey abdullah
.
yolun mu yokuştu sırtın mı kaşındı
.
yoksa üşüyenlere adın mı kazındı
.
biz üşüttük de üşüteni bulduk
.
sen kaşındı isen bekle ki uyuzluk
.
işte bir uyuz kadar kaşınmazsan
.
benim gibi de üşütmezsen
.
ne bulacağın ne arıyacağın
.
hiç bir şey olmayacak darılacağın
.
gözlerinde ilmek ilmek yanacağın
.
sabah akşam soğukta anacağın
.
gel dedikçe dayanılmaz varacağın
.
oldukça olmayacak bunlar inanacağın
.
bırak şu başındaki kıvrılmış yumağın
.
ilmeğine sarılma bu bir dünya sıcağın
.
deliler arşa çıkmış koyunca aklı metaın
.
gel imdi gel sende salımda sallan
.
bir abdullah çok olmaz tartıda çerağın
.
adı abdullah kılınanlar bu yazgıda meramım
.
aşık ahmed döner imiş ağıt kânı serabın
.
ben ölim sen yaşa cümle alem yaranın
.
lakin kalkmaz ise musalla taşında cenahın
.
ikimizde ölek benden ayrı alayı illiyyundaki duvaın
.
şeb-i aruz dedi orta yerde ney üfleyen aşığın
.
nefesin midir seni kesen biçare ocağın
.
bu garibe hürmet etme bilmez alemdeki kazancın
.
bütün karı sana versin kırk katırlık kucağın
.
sen mi kar ettin ben mi bilemedim nihanın
.
helal benden olsun şu dayanılmaz meramın
.
kime sofra kurarsın yerden biter soğanın
.
hak yanında bok böcüğü kadar olanın
.
bok üstünden nazar kılar boktan uzak olanın
.
sen de bok üstüne çık ki dünya terki yazanın
.
bir mesabesi olsun hatıra mihnet içenin
.
yetermi abdullah yetermi aşığa cefanın
.
sırrı gönüldedir gizi abdullahın meyanın
.
*******
.
bok benzetmesi dünya serveti sayılır
.
böceğin bokun üstüne çıkması serveti terk sayılır.
.
Hak yanındaki nazarı ölçmek için bu benzetme kullanılmıştır.
Doğaçlamadır düzeltme yapılmamıştır,
.
aşık ahi kul ahmede doğaçlama yazmak nasib olmuştur.