Var adını diyemedim (Semai)

Gözlerin sevdiğim güzel

Ölümden haberin var mı

Seni benden ayırmışlar

Zulümden haberin var mı

 

Kaşların gerili yaydır

Kirpiğin temrenle oktur

Vur sineme beni öldür

Kulundan haberin var mı

 

Gelem dedim gelemedim

Saram dedim saramadım

Var adını diyemedim

Aşıktan haberin var mı

 

Ela gözler süzülür mü

Yiğit kolu sarılır mı

Üç gün geçmez ayrılır mı

Firkatten haberin var mı

 

Gönlümü de gül eyledim

Bahasını kul eyledim

Cananıma yol eyledim

Sevmekten haberin var mı

 

Sana yandım sana yandım

Sen uğruna çam’ra yattım

Gelmez gitmez ele döndüm

Nizadan haberin var mı

 

Ahi ahmed keder bilmez

Ömürünü heder etmez

Harcanmışı sual etmez

Gönülden haberin var mı

 

 

ahi kul ahmed nasibidir

30 Mayıs 2016
Okunma
bosluk

Koca dağlar ne kararın bozarsın (Koşma)

Koca dağlar ne kararın  bozarsın

Aştı m’ola kara gözlüm tependen

Şuncağız derdime dert mi katarsın

Benim derdim yeter alem dilinden

 

Hasta düştüm hey ağalar beylerim

Halım bilmez dağlar şimdi ağlarım

Düşman gibi dost karşımda eylerim

Zülüflerin bağlar şimdi belinden

 

Firkat odu yaktı sinem canımı

Feryadla geçiririm zamanımı

Yaralandım da akıttım  kanımı 

Gözlerim de ağlar şimdi acından

 

Deli oldum kanmaz sözüme eller

O dost vurdu hançer özüme neyler

Yar artık bakmıyor yüzüme söyler

Bun çekecek çağlar şimdi yasından

 

Ahd u aman etmedim vakit varken

Geçti mihnetin zamanı şimdiden

Yitirdim kaşı kemanı elimden

Gözlerim ağlar şimdi yar yolundan

 

Hey ağalar hey beğler böyle m’olun

Bilinmez halı yardan ayrılanın

İner her umudu dökülür ummanın

Gözlerim ağlar şimdi yar deminden

 

Gül dikensiz olur mu behey şaşkın

Bülbül gülsüz öter mi yakar aşkın

Ah ile vah ile geçer bu ömrün

Gözlerim ağlar şimdi yar cevrinden

 

Geçmez dilekleri hatır yanında

Ataş aldı yürek yar baharında

Selam eyl’nazlı yare sabahında

Selamım da çevrilir mi güzelden

 

Ahi kul ahmedin derdi sen misin

Senden öte bahar gonca gül müsün

Ah ettikçe döner ay çiçek misin

Saçakları dökülür mü zülüften

 

ahi kul ahmed nasibidir

 

 

 

 

14 Ocak 2016
Okunma
bosluk

İmansızın bağrı taş m’ola (Koşma)

Kudretten karadır yarimin kaşı

Ağzının içi de incidir inci

Kemer sıktırmış ince belleri

Yoksa ince beller sarılır m’ola

 

Karlı dağlar aşan turnalar gelin

Yarden ayrı kaldım selamım alın

Varın yari uykusundan kaldırın

 Yoksa selamımı da almaz m’ola

 

Firkatin zarına dokunmak olmaz

Vuslatın anına varılmak olmaz

Yarimin şanına yakışık almaz

Yoksa bir başka sevdiğin var m’ola

 

Islak ibrişimle sarsam belini

Şeker şerbet döktürürsün dilini

Ben bilirim sevdiğimin dinini

Yoksa imansızın bağrı taş m’ola

 

Ben o yari ballar ile büyüttüm

İki etmedim sevgiyle avuttum

Sonunda elimden yari uçurdum

Yoksa uçan gönül kuşu baz m’ola

 

Ben o yare gücendim amanın hey

Bakmaz bana eledir divanın hey

Kimseler bilmez senin kıymetin hey

Yoksa kıymet bilmezlerin şeş m’ola

 

Terk edem sılayı kaşı kemanım

Beni mecnun eden yarin gümanın

Vefasız yarin de yoktur imanın

Yoksa Hakk’tan yana bağın yok m’ola

 

Figanım artar yar gittin gideli

Ben ölürsem yadlar sarsın belini

Felek almak ister benim canımı

Yoksa can ver’mğe takatin yok m’ola

 

Ahi ahmed dertli severim candan

Can esirgemezdim cananım senden

Duydum ki sevdiğim vazgeçmiş benden

Yoksa cananım benden bıkmış m’ola 

 

ahi kul ahmed nasibidir

31 Aralık 2015
Okunma
bosluk

Demedim mi? ( Varsağı )

Bre güzel bre güzel

Yaşın geçer demedim mi

Sürme çekilmiş gözlerin

Yiğit yıkar demedim mi

 

Lale sümbül gülün kastı

Şenlenirmiş gönül kasrı

Bülbül olup ahu zarı

Cana yeter demedim mi

 

Boylu poslu fidan gibi

Uzar gider selvi gibi

Bir gün gelir yaşın gibi

Hazan olur demedim mi

 

Yörü behey kaşı kalem

Nazın çeker kamu alem

Beni sende yare kılam

Canan olur demedim mi

 

Hele bak şu canı teze

Gelin olmuş onbeş güne

Bensiz niden varıp ele

Ziyan olur demedim mi

 

Yanıp yanıp da yakıldım

Şu güzele pek alındım

Onbeş diye çok düşündüm

Günah olur demedim mi

 

Dertli yazdım canım çeker

Bu ahu zarı kim biler

Güzel sana düşsem eğer

Derman yoktur demedim mi

 

Bre ağam sürdür atın

Güzellerin aşkı çetin

Ulu orta gezme sakın

Güzel yıkar demedim mi

 

Bir gönüldür baştan yanar

Canan naza düştü dağlar

Aşık sazı yaşin  ağlar

Ağıt düzer demedim mi

 

Hey ağalar zorlu beyler

Ölmeden bir dem süreler

Yüzüne kara topraklar

Atan gider demedim mi

 

Hey Rabb’im amanın aman

Ne kadı bilir ne güman

Azraildir kastı candan

Uçar gider demedim mi

 

Vuslat gitti firkat döndü

Ciğer deşti cana yetti

Kimler geldi kimler geçti

Zulüm yanar demedim mi

 

Bahar baçı güller ola

Gül bahası aşka yete

Bu hal ile Muhammed’e

Gönül bağlar demedim mi

 

Yetti canım onmaz halim

Cefa çeker bitmez aşkım

Onca günah tövbekarım

Hakk’ın siler demedim mi

 

Ahi ahmed kulluk eder

Eder de can tenden gider

Ölüm de olmazsa eğer

Kıran girer demedim mi

 

kasr: saray

güman: şüphe

vuslat: kavuşma

firkat: ayrılık

baha: bedel

tövbekarım: tövbe eden kişi

 

aşık ahi kul ahmede nasib olmuştur

19 Nisan 2014
Okunma
bosluk
kırşehir Son Yazılar FriendFeed

Dili Seç

cami alttan ısıtma
halı altı ısıtma
cami ısıtma
cami ısıtma