Gel şöyle sarılak boydan seninle
Gerdan kırıp zülfün telin saldığım
Gel şöyle sarılak tenden seninle
Sever oldum onbeşinde gül gibi
Sala verir el aleme dal gibi
Caymaz gözüm mihengine hal gibi
Gel şöyle sarılak nazdan seninle
Bir hal olmuş başa gelen çekilir
Onbeşinde güzel deyu öpülür
Koç yiğitler sunasına sarılır
Gel şöyle yumuşak lebden seninle
Dostu olan dost yoluna bakınır
Güzel sevmek yiğit harcı sayılır
Niza olmaz güzel şavkı öldürür
Gel şöyle öpüşek gülden seninle
Söyle güzellerin mahı mısın sen
Gözleri dumanlı kuğu musun sen
Al kuşakla cana deva mısın sen
Gel şöyle dolanak belden seninle
Zülfünün tellerine dolansaydım
Gürzünen hisarını bir yıksaydım
Bahası cana mı canan olsaydım
Gel şöyle değişek candan seninle
Güzel, baban duyar seni öldürür
Baha bilmez beşbin deyu tutturur
Beyden geçtim hünkâr kadı bildirir
Gel şöyle ölçüşek haydan seninle
Yağız atla kaçırsam gülüm seni
Karlı dağlar aşarım Ferhat gibi
Sen bende ben sende can cana hani
Gel şöyle katışak candan seninle
Severim güzeli nazlı olursa
Beli ince boyu dallı usulsa
Çotarım dördün cariyem sayılsa
Gel şöyle bilişek yaddan sizinle
Güzel sana düştü kavli kararım
Yüce dağlar yoktur size zararım
Pınardı gözdü sunamı ararım
Gel şöyle sevişek gözden seninle
Pazar edemedim zilli yar ile
Sardı beni cilve ile naz ile
Mehlem olmaz bir yarelik söz ile
Gel şöyle yatışak koldan seninle
Bir selam geldi de ala gözlüden
Ölür isem eğer ben bu yareden
Namazım kılsın da gitsin evvelden
Şöyle bir ayrılak Hakk’tan seninle
Ahi kul ahmedim bağlar bozarım
Akıl ahlak ile kullar yazarım
Kaç güzeli sevdi isem meramım
Gel şöyle sevişek kuldan seninle
Aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.
“aşık iş bu öğüdü ilkin sen al”
“Bu öğütten olmasun gönlün melal”*
Kuran bilmek marifettir alemde
Niceler yükselir aşkın deminde
Dersimiz Kuran ola hem batından
Cümleye davet saldık biz hattından
Nice evliya sohbete yanaşık
Halkı yaran kılıp cehli yıkadık*
Hangi ismi Divan-ı aşk eyledin
Paşa’yla Divan-ı Aşık boyladın
Failatün failatün failün
Aşığa lisan oldu hem yazdığın*
Garip-name dedi kendi garipten
Onbin alyıyüz onüç beyt kerpiçten*
Tevhid, münacat ve övgü nebiye
Dört halife karar eyler ümmiye*
Elvan çelebi eydur kim oğuldan
Menakıb-ül Kutsiyye der babadan
Kerîm-i Rahim’den gönlüne ağdı
Faslı hitap kim düştü ondur babı
On hikaye etti her bir babını
İbretten hikmete yazdı sıdkını
Kimini zahirden ayan eyledi
Bendini batından revan eyledi
İlimdir esrar ile kaf eyleye*
Düşümdür envâr ile nun ekleye*
İlmi ledün olmadan yakîn düşmez
Yakîne menzil dilde kudret düşmez
Bu kitabı dil ile esrar kıldı
Can ile canan aşkı mesrur kıldı
Beyan olmaz beyan olmaz cahile
Derya sığmaz hod bardağa cehlile
Garip’ten nice acaip hikmetler
Aşık’ın sanatı gözde ziynetler
Aleme giryan oldu bu ibretler
Ademe püryan oldu bu hikmetler
Yere düştü ad ile oldı bir kitap
Garip dedi ad ile on türlü bab
Her babta on destan çarha verirdi
Şerh eyleye kıyl-ü kal dehre verirdi
Cümle ilim bu kitapta derc oldu
Hem cevahir sarf edip de harc oldu
Ey ilmi ledün sultanı gel beri
Kaç nefes eyledin gayri öl beri*
İş bu alemi ibret dolu gördü
Adem-i hali hikmet dolu gördü
Kur’an da meth eyler nazarın Allah
On kez öğer imiş dostların Allah
Zül Celaldir dostların öğmek eyler
Ve dahi düşmanlara söğmek diler
Nice fakirle on hamamda yundu
Fakir hakkı ondabir öşru sundu
Evamir-i aşare Musa söyler
Musa kim Rabb’inden on emir eyler
Hem Muhammed on çağırdı ademi
Bir ağaç altında aldı biatı
Miskin ola anılmaya nameden
Ad eyle sen varlık içun yareden
Devlet ol devlet ol adla baki ol
Rahmet pınarı ol adla saki ol
Hakk nasib eyledi gönül şavkından
Semadan arza söyler aşk halından
Türk dili bilinmez idi elinden
Söylendi Türk dili ma’ni yolundan
Türkler içun yazdı mahrum olmaya
Öz dilinde Hakk’ta karar eyleye*
Yüz destan ile tamama erişti
Kitab-ı hatm ile karar yetişti
Bin üç yüz otuz idi bu hıtama
Ol kitaba çifte hicret denk ola*
Bu kitabı te’lif eyledi aşık*
Türkçeyle bezedi ruhu yanaşık
Katre bilmez deryaya kim kavuşur
Zerre düşmez aşığa gün eyleşir
Deryadan içtiğin bardak kânıdır
Yüzbin bardak dök içtiğin aynıdır
Nice söyledin sevdiğin aşk halde olmak
Aşk’da mecnun hoddır aşk yerde olmak
Aşka kul olmayan yoktur alemde
Alemi aşk yaratır kul alemde*
Çalab’ın kudret elinden gelirmiş
Gelmek de ne nakşı türlü bünyadmış
Yoktan oldu varlık dahi garkolmuş
Dün-ü gün garb-ı şark karar etmezmiş
Her savaşta Aşık vuruşur imiş*
Aşık’a duadır ümmet kaşıymış
Annesi bulundu nice hal üzre
Terek düzeltir dedem evi içre*
Nice adem sülbünden indi belli
Galip abi yitti Recep’ten belli*
Ecel oku kavi durur elaman
Ne sultan kodı ne nebi vayaman
Vakt erişti tamam oldı zamanı
Altmış üçtür cihan içre semanı*
Bin üç yüz otuz iki idi saat
Latif üzre canın verdi vü rahat
Bir ahir ademe görünür anda
Aşık paşa anılır can boğazda*
Kim dahi derman ararsa Aşık’tan
Dua ve amelle yol bula ışktan*
Uzaktan dua etmek de ne ola
Yakın gele yakîn olan bu Aşka*
Bir ahi ahmed yar olmuş gönülden
Bu gönlü ihya etmiş kul elinden*
Yazıp düzdük marifetten sayıldı
Tasdik etmek ol Paşa’nın kânıydı*
Her kim amel eylerse yazımızla
Vacip ola hem şefaat darıyla*
Bize dahi verildi paşa’dan el*
Elin yüzün yuya can diyen kel
Kul ahmed dahi gel ümmet kaşından
Ağıt düzer Muhammed darından
Hıtama erişti bu beyitler hem
Aşık’a Paşa ekledik gönül hem
-——-son————–
* lı yerlerde sırlar vardır
( H. 1434)
Not: bu yazılanlar Aşık Paşa Hazretleri tarafından tecelli edilerek herhangi bir yanlışlığın olmadığı, kendisi hakkında doğru şeyler söylendiği bize ifade edilmiş ve bazı ikramlarda da bulunmuştur.
AŞIK PAŞA:
1272 de Arapkir’de (Kırşehir) doğup 1332 de vefat eden bu zat, büyük şeyhlerden olup zaviye kurmuş ve ilim yaymıştır. Osman Bey’in söğütteki hutbesine katılmış ve Kırşehirin Osmanlı topraklarına katılmasında rol oynamış ve Kırşehir Beyliği verlmiştir Osman Bey tarafından.. Orhan beyle de bağı vardır. Osmanlı askerinin nasıl yapılanması konusunda da Şeyh Edebali ile birlikte katkıları vardır. baba İshak isyanına katılmamış, ancak babasının müridi baba ishak diye babası muhlis paşa kellesini vermiştir.
En önemli eseri GARİP-NAME’DİR. o dönemde herkesin farsça edebiyatı ve resmi yazışmayı, arapçayı ise ilim dilinde kullandığı ve aktarma tercümeler yaptığı bir dönemde tamamiyle özgün ve tercümesiz 10 613 beytlik “failatün failatün failün” kalıbıyla yazdığı TÜRKÇE eser vermiştir.. içinde dinin ve hayatın içinden her şeyi koymuş, dil hakkında da gramer oluşturup kuralları geliştirerek kelimeler üretmiştir. şu sözler o dönemler için ne kadar ilginçtir:
Türk diline kimesne bakmaz idi
Türklere hergiz gönül akmaz idi
Türk dahi bilmez idi ol dilleri
İnce yolu ol ulu menzilleri
sevgili okurlar, bu zatın yaklaşık 15 yıl önce annesinin mahalle içinde kaybolmuş mezarı dedemin (annemin babası) aşıkpaşa mahallesindeki evinin bahçesine sıkışmış idi. anneannem gilde bu kadın evin mutfağına gelir ve tereklerdeki bakır kaplar düzeltirmiş. anneannem de onu gündüz gözüne görürmüş. bir gün eve gelin gelmiş. geline de görününce gelin korkudan hayalet var diye kaçmış. anneannem gelip şöyle demiş. “bak demiş gelin senden korkuyor. artık gözükme olmaz mı” deyince bir daha görünmemiş.
Daha sonra biz o zamanki belediye başkanıyla görüştük ve Aşık Paşa’nın türbesinin arkasına defnini sağladık.
İkinci tespitimiz onun yaşayan akrabaları ile ilgili oldu. Kırşehirde vefat eden arzuhalci Galip Gökçınar abimizle halen yaşayan ve 35 islami eseri olan Recep Okatan abimiz.
Bu üç yazının doğruluğunu bu zat bize doğrulamış ve tasdik etmiştir. ikram olarak da aşağıdaki sırrı bize biiznillah vermiştir.
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.
Halk dahi eyledi bela aşkından
Aşık’a ram oldu ilmin şavkından
Mısır’da hükm-ü firavun karıyken
Firavun duysun Allah’ın kanıyken*
Şirk daim ölür zaman zebundur*
Tevhid daim yaşar kalpler zebundur*
Kubbet-üs Sahra’dan bir nur yükseldi
Çevresi nurdan sırrını söyledi
Ahmed gördü bu nuru nerededir
Kubbe etrafındaki çemberdedir*
Bir nur dahi ayan oldu ahmede
Burakla çıkarken giz Muhammed’e*
Yazdı kaç pencere görmek dilinden
Miraç idi maksud görmek şevkinden
Hakk’tan bir fehim erişti Paşa’ya
Haram’dan Aksa’ya düştü veraya*
Burak dahi bilir oldu erini
Onca yüğseğ aşar oldu yolunu
Arş alaya serer oldu postunu
Makam eyler kul deyu kim aşkını
Gümanım yoktur şikarım ümmetten
Aşk duysa gelecek her bir sünnetten
Şafi ol, şafi ol ya aşk neferi
Cümle ümmet söylenirmiş gel beri
Aşık’tan Muhammed’e selam oldu
Selam kim ziynetlerim zebun oldu
Bir ahi ahmed kul oldu edepten
Ümmete yandı can baha teninden
Nice buhran sarmış iken memleket
Hayra döndü Aşık ilen felaket
Mutasavvuf söyler Hakk’ın dilinden
Halka yol eyledi aşık kaşından
Maksudu Türkçe idi hem Garip’ten
Name deyu namlandı hem dilinden
Türklerin evveli Orhon yazından
Kutadgubilig bezeye elinden
Kim korkar dedem korkut diye dursun
Nice aşkı efsane yaza dursun
Her birinden fışkırır nice yarim
Nazara düşer imiş saçım başım
İlahi aşka güzel ahlak yazdım
Güzel ahlak katında gayri gördüm*
Gül insan eyledim tasavvuf kânı*
Güzel insan aşık imiş halk varı*
Aşık eyler kim Yunus’luk söylenir
Yunus kim bir adem deyu boylanır
Süleyman derler çelebi söylenir
Name salar Garip kuldan benzetir*
İlahi aşka kul düşer Mevlana
Aşkın neyinden süzüldü Paşa’ya*
Marifetten bir name ey İbrahim
Sen de Aşık sazı çal hey İbrahim
Leyla vü Mecnun’dur kim aşk sazından
Aşk eyledi kamu alem yadından
Mecnun ile menem aşkı hal melül
Men Mushaf hatmedem o kaldı vel-leyl*
Yusuf ile Zeliha aşk nazıdır
Beridir günahtan ki kul canıdır
Her ne var ise alemde aşk imiş
Aşk olmaya bir kuru toprak imiş
Kaç Sinan Paşa bir Garipnamedir
Aşık’tan bu nesle selamnamedir
Yazıcıoğlu Mehmet derler buna
Kaygusuz Aptal kıldım aşkı baha
Eşrefoğlu Rumî sözün telinden
Bakî bakidir aşık yelinden
Harname yazar Şeyh Galip tülünden
Paşa’dan süzüle zaman elinden
Hikmetinden sual olmaz Paşa’nın
Ahmedî kul üzre aşık hüccetin
Nabi’dir Rami Mehmet paşa haddi
Koca Ragıp paşa anın veraı
La ilahe yoktur illallah bes bes*
Kul eyler hünkar cem’i ol Allah bes*
Sultan Ahmed’i bir eyledi paşa
Hüdai derler Aziz Mahmut kaşa
Müştak Baba sırrından aşık eyler
Bir Sami Abdurrahman paşa neyler
Aşık’a dil Türkçe’den gayri yoktur
Kaç kelam eylese Türk gayri yoktur*
Dil eydur ki kural üzre olmalı*
Gülşehri eyler gönlünce uya olmalı*
Güzel Türkçe Aşık’tan sadır oldu
Kimseler demine var bakmaz oldu
Türk Dili garip idi nameden*
Türke gönül akmaz idi kimseden*
Yaban ilde yaban diller peyledi*
Türk dahi kendi özün bilmedi
Türkü saldım ince uzun yollarda
Nişanı ulu menzilli yurtlarda
Hikmet ile gönül arar çöllerde
Dille sevilir güller gönüllerde*
Her dilde nice eksik yol eyledi
Kemal için uyumları kolladı*
Günlük hayattan yol verdi halkına
Nice ekin deyu oğul şavkına
Benim kıza senin oğlan yakışır
Davet kılak cümle alem doluşur
Kızlarımız gelin ola otağdan
On çocuğa ad olaydı Aşık’tan
Gel bir de öksüz sen doyur hayrına
Hayır kim evlendir onu bahtına
Hakanlık akla asalet babından
Yiğitlik ve ilim feta abından
Vefa ve cömertlik gerek sıdkından
Paşa yazdı bunları şart âlîden
Rahatlık neşe ve sevinç aranır
Güven ile inşa olur boylanır
Garipnameden marifetname hem
Gençname dahi izledi Aşık dem
Başarı ve saadet gerekirmiş
Hakikat birlik ânâ karakırmış
Vahdetle cihana yürü devletlüm
İslam fışkırsın temelden Allah’ım
Mevlana’nın aşkına yandık Fars’tan
Yunus’un özi ile Paşa Türk’ten
Nice yemek ve kumaş pazarladı
Al tamgalı adamlar vergiledi*
Zübde-i alemde çimlenir insan
Kainat urbamdır ol emre insan
Aşık’a tarikat nedir adaptan
Uçurur şeyhini mürid sıdkından
Kainat aynadır sana bilseydin
Hakikat mizandır sana görseydin
Gör kendini gör kendini davettir
Görmez kalbe nişan vermek afettir
Her bir varlık yazıldı hem inceden
Söylendi ânın faslı hem niceden
* lı yerlerde sır vardır
devamı III’de………………..
AŞIK PAŞA:
1272 de arapkirde (Kırşehir) doğup 1332 de vefat eden bu zat, büyük şeyhlerden olup zaviye kurmuş ve ilim yaymıştır. Osman Bey’in söğütteki hutbesine katılmış ve Kırşehirin Osmanlı topraklarına katılmasında rol oynamış ve Kırşehir Beyliği verlmiştir Osman Bey tarafından.. Orhan beyle de bağı vardır. Osmanlı askerinin nasıl yapılanması konusunda da Şeyh Edebali ile birlikte katkıları vardır. baba İshak isyanına katılmamış, ancak babasının müridi baba ishak diye babası muhlis paşa kellesini vermiştir.
en önemli eseri GARİP-NAME’DİR. o dönemde herkesin farsça edebiyatı ve resmi yazışmayı, arapçayı ise ilim dilinde kullandığı ve aktarma tercümeler yaptığı bir dönemde tamamiyle özgün ve tercümesiz 10 613 beytlik “failatün failatün failün” kalıbıyla yazdığı TÜRKÇE eser vermiştir.. içinde dinin ve hayatın içinden her şeyi koymuş, dil hakkında da gramer oluşturup kuralları geliştirerek kelimeler üretmiştir. şu sözler o dönemler için ne kadar ilginçtir:
Türk diline kimesne bakmaz idi
Türklere hergiz gönül akmaz idi
Türk dahi bilmez idi ol dilleri
İnce yolu ol ulu menzilleri
sevgili okurlar, bu zatın yaklaşık 15 yıl önce annesinin mahalle içinde kaybolmuş mezarı dedemin (annemin babası) aşıkpaşa mahallesindeki evinin bahçesine sıkışmış idi. anneannem gilde bu kadın evin mutfağına gelir ve tereklerdeki bakır kaplar düzeltirmiş. anneannem de onu gündüz gözüne görürmüş. bir gün eve gelin gelmiş. geline de görününce gelin korkudan hayalet var diye kaçmış. anneannem gelip şöyle demiş. bak demiş gelin senden korkuyor. artık gözükme olmazmı deyince daha görünmemiş. daha sonra biz o zamanki belediye başkanıyla görüştük ve aşık paşanın türbesinin arkasına defnini sağladık.
ikinci tespitimiz onun yaşayan akrabaları ile ilgili oldu. kırşehirde vefat eden arzuhalci Galip Kaya abimizle halen yaşayan ve 35 islami eseri olan Recep Okatan abimiz olduğunu bulduk. bu zatlarda çok muhterem kişiliklerdir. Aşık Paşa kendisine uzaktan kuran ve dua okunmasının yerine yanına gelinmesini rüya yoluyla serzenişte bulunmuştur. ayrıca bu fakir kardeşiniz de yanındaki mezarlıkta yatanlardan olup azap çeken var ise o kişi ile azabı arasına engel olacak bir şey koyduğunu gördü. o azap çekenin yerine bu fakir üç gün yattı da Allah’tan affını sağladı.
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.
Baba İlyas’tan var bir kol uzadı
Muhlis Paşa sülbünden ad oldı
Baba İshak derc oldu şer yolundan
Baş istendi İlyas deyu şeyhinden
Zaman şerlidir Keyhüsrev ikidir
Bin iki yüz yetmiş iki Arapkir
Geldi cihana bir kayıtlı adem
Hızır’dan rahmet oldu Aşık adem
Fena makamı erişilmez hikmet
Yar oldu Rahman güler yüze izzet
Çirkin işlere hiç düşmemiş gayri
Ne almışsa anı söyler Hakk sırrı
Bir Bekir’i sıdk eylemiş gönülden
Adli sanat Ömer Aşık sazından
Osman hayası hicapdır edepten
Ali cömertlik nişanı ilimden
Cümlesinin ahlakı cem oluptur
Aşık bahçasında can gül oluptur
Cihana kim değer verir yolundan
Sekiz cennet anda söyler sazından
Dokuz felek meydan kılar halinden
Dolaşmağa veli derler vuslattan
On bölümü onundan aşikare
Yazıp düzdü garipten name diye
Yandı yakıldı aşktan Hakk’a döndü
Canlar ve akıllar kim dahi gördü
Alemin sırrı ayan idi ona
Kainat yazdı ikra’ dan bir bela
İlm-i ledün olmadan görmek ne ki
Kör gözle nazar etmek kalbler çeki
Aşığın yolu Hakk’tan düzülmüştür
Nice güzellik bahasız verilmiştir
O kaza sözünden kader yüzüne
Kadir özinden kudretin aynine
İlmi noktadan artırdı cahiller
Noktada söylermiş ilmi aşıklar*
Aşığın şavkı paşadan geledur
İçten dışa rahmet çerağ oladur
Boydan ârî güler yüzü yar idi
Yare bilmez rahmet üzre nur idi
Ahlak ile düşer idi gönüller*
Eyi duysa imam idi fakirler
Aklı keşf ile çekerdi nizasız
Dilinden hikmet akardı bahasız
İlahi ilmi çerağ kıldı cânâ
Akıl amel ve feraset hem ânâ
Çerağın cihan üzre salmıştır
Aydın ola cihan ânı bilmiştir
Fütüvvet sahibi olmak yokuştur
Müşkülleri çözmek ânâ bakıştır
Riyasetin katığı geven ola
Halvet ve tilavet ve zikir cânâ
Terbiye fikir ve ibadet anda
Hakk’a münacat evladan yazıla
Kalbi ruhla sırlaya keşfe âyân
Bir nazar kıla dua ile sultan
Latifî der velilerden Aşık’tır
Arifler şem’i çerağından ışktır
Sahibi maariften yazıldı hem
Arslan yelesinden gül dokundu hem
Acem sınır boylarından geleler
Vatan tutup Kırşehir’de öleler
Şeyhi Hamedani veliyi sultan
Ali bin Muhlis bin şeyh İlyas andan
Büyük şeyh dimek ne ânâ zül ola
Zenginliği gönül eyler zühd ola
Söze sultan bildik arif kaşından
İmana delil eyler salahından
Melekût denizleri gezmeye kim
Ceberrut dünya ânı bekleye hem
Hakikat müşkili anda söz bulur
Kim ki anlamaya kanda hay durur
Hazineler açıktur Hakk’tan bela
Kılmadı nefsine andan mübtela
Süleyman Türkmanî tasavvuf yoldur
Kemalde marifet arınmış kuldur
Kimseler bilmezdi anın sırrını
Söyler idi varacağı meylini
Kırşehir’in toprağından kök salar
Edebali öğüdüyle bir çınar*
Osman Gazi ile eyledi kelam
Devletü cihan söyledi hem allam
Osman hutbesinde şeyhler var idi
Kalplere sultan Aşık’a yar idi
Kırşehiri çekti Osmandan yana*
Birlik ile güven ve neşe ola
Aşık paşa paşadır şedden yana
Sultana kuşattı ahiden yana
Al-i Osman arar oldı ân gibi
Karar kıldı vü Kırşehire bey gibi
Aşık’a beylik kıldı Osman mührü
Mühür kim Hakk’tan ata ferman zühtü
Bir zaviye kurmuş idi haramsız
İlim neşri maksud oldu akçesiz
Elvan Çelebi’den bin Latifiye
Söylendi velilik aşık cevrine
Tarikattan hakikate sahiptir
Marifetten hilkatine mahbuptur
Acemden yol eyledi Kırşehir’e
Vatan dedi yazınca hem dilinde
Devri Orhan idi selam eyleye
Hacı Bektaş beyaz deyu biline*
Orhan dahi kuşandı şedd lalinden*
Ahiler donu salimdir halinden
Vakt-i Orhandır sultanlık eyleşir
Gönüller türabı aşık söyleşir
Kıim büyük şeyhlik verirmiş post ile
Nice zenginlik gönülden cevr ile
Nice ferman yazar söze sultandır
İmana bulunmaz delil burhandır
Kim melekut denizlere gezgindir
Mutmain olmaz mı suküt yazgındır
Ceberrut dünyasının anahtarı
Aşığa verilmiştir tövbekarı
Hakikat müşkülleri kim sözünden
Mesele komaya ayan özünden*
Kim hazine kıldı Hakk yar kuluna
Bilirdi anın sırrını belaya
Süleymanı Türkmani tedrisinden
Hay der edeple aşık bu kulundan
Bir zaviyedir aşığın emrinden
Sofra düze bac’lar ahi yolundan
İlme neşre kim yol etti kalemden
Kalem dedi aşk kelamı kadimden*
………………………….devamı II’de
* lı yerlerde sır bulunmaktadır..
AŞIK PAŞA:
1272 de arapkirde (Kırşehir) doğup 1332 de vefat eden bu zat, büyük şeyhlerden olup zaviye kurmuş ve ilim yaymıştır. Osman Bey’in söğütteki hutbesine katılmış ve Kırşehirin Osmanlı topraklarına katılmasında rol oynamış ve Kırşehir Beyliği verlmiştir Osman Bey tarafından.. Orhan beyle de bağı vardır. Osmanlı askerinin nasıl yapılanması konusunda da Şeyh Edebali ile birlikte katkıları vardır. baba İshak isyanına katılmamış, ancak babasının müridi baba ishak diye babası muhlis paşa kellesini vermiştir.
en önemli eseri GARİP-NAME’DİR. o dönemde herkesin farsça edebiyatı ve resmi yazışmayı, arapçayı ise ilim dilinde kullandığı ve aktarma tercümeler yaptığı bir dönemde tamamiyle özgün ve tercümesiz 10 613 beytlik “failatün failatün failün” kalıbıyla yazdığı TÜRKÇE eser vermiştir.. içinde dinin ve hayatın içinden her şeyi koymuş, dil hakkında da gramer oluşturup kuralları geliştirerek kelimeler üretmiştir. şu sözler o dönemler için ne kadar ilginçtir:
Türk diline kimesne bakmaz idi
Türklere hergiz gönül akmaz idi
Türk dahi bilmez idi ol dilleri
İnce yolu ol ulu menzilleri
sevgili okurlar, bu zatın yaklaşık 15 yıl önce annesinin mahalle içinde kaybolmuş mezarı dedemin (annemin babası) aşıkpaşa mahallesindeki evinin bahçesine sıkışmış idi. anneannem gilde bu kadın evin mutfağına gelir ve tereklerdeki bakır kaplar düzeltirmiş. anneannem de onu gündüz gözüne görürmüş. bir gün eve gelin gelmiş. geline de görününce gelin korkudan hayalet var diye kaçmış. anneannem gelip şöyle demiş. bak demiş gelin senden korkuyor. artık gözükme olmazmı deyince daha görünmemiş. daha sonra biz o zamanki belediye başkanıyla görüştük ve aşık paşanın türbesinin arkasına defnini sağladık.
ikinci tespitimiz onun yaşayan akrabaları ile ilgili oldu. kırşehirde vefat eden arzuhalci Galip Kaya abimizle halen yaşayan ve 35 islami eseri olan Recep Okatan abimiz olduğunu bulduk. bu zatlarda çok muhterem kişiliklerdir. Aşık Paşa kendisine uzaktan kuran ve dua okunmasının yerine yanına gelinmesini rüya yoluyla serzenişte bulunmuştur. ayrıca bu fakir kardeşiniz de yanındaki mezarlıkta yatanlardan olup azap çeken var ise o kişi ile azabı arasına engel olacak bir şey koyduğunu gördü. o azap çekenin yerine bu fakir üç gün yattı da Allah’tan affını sağladı.
bu üç yazının doğruluğunu bu zat bize doğrulamış ve tasdik etmiştir. ikram olarak da aşağıdaki sırrı bize biiznillah vermiştir
————————————————
Not: Her kim bu sitede yer alan islami bir emirle amel ederse; o kişiye duamız vacip olmuştur. Şifa bulur veya işi olur ve imanla göçer ve ahirette şefaatimiz vacip olur bi iznillah. Bu bir dua’dır. İlgili yazıyı okuyunuz lütfen (Derdi olan, imanla ahirete göçmek isteyen, ahirette bi iznillah şefaat duası talep eden her kim var ise; bu yazıyı okuya,) yazısı..
aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur