Selam eyle selam eyle
Selam verdim kelam eyle
Canı yazdım canan eyle
Kalem düştü karar eyle
Baha kıldım hal eylemiş
Çulum serdim var nideymiş
Sende yazgım can söylemiş
Kalem düştü karar eyle
Beşe alam ona satam
Bezirganım cana katam
Bir gönülde kara geçem
Kalem düştü karar eyle
Menim yârim menim demiş
Men üstüne can istemiş
Yollarıma çul sereymiş
Kalem düştü karar eyle
Canim verdim can üstüne
Yane düştüm yar üstüne
Avludaki don üstüne
Kalem düştü karar eyle
Naza durdum halim tamam
İki derdim ölsem yanam
Edep ile kulluk satam
Kalem düştü karar eyle
Bahar eyler yaz üstüne
Kışı satar bez üstüne
Bir selamlık kol üstüne
Kalem düştü karar eyle
Men yanarım köz üstüne
Gül verirler söz üstüne
Hem süzerler kız üstüne
Kalem düştü karar eyle
Ele verdim yâre düştü
Yâre yandım cane düştü
Gele dedim sene düştü
Kalem düştü karar eyle
Menim yârim gelem demiş
Gelem gidem ölem demiş
Elaleme sövem demiş
Kalem düştü karar eyle
Gülüm düştü ele güne
Elde solar dala vere
İkircikli söze düşe
Kalem düştü karar eyle
Ahi Ahmet çala durur
İki etmez kasdı budur
Haktan gayrı yoktur sürur
Kalem düştü karar eyle
Ahi Ahmet çala durur
Çalap yazdı kasdı budur
İki düştüm eşik nedir
Kalem düştü karar eyle
ahi kul ahmete nasib oldu
Menim yarim güzeldir
Bülbül güller içinde
Cânım verdim meseldir
Gönül diller içinde
Sever oldum gönülden
Geçer oldum nazından
On beş diye sazından
Gülüm kullar içinde
Kıvrım kıvrım yaylanın
Tozar imiş yolların
Gönül düşer ellerin
Cânim haller içinde
Bahar gelmiş geçmeye
Yazı kışa ermeye
Ağşam oldu göçmeye
Derdim beller içinde
Güzel ilen dalına
Nice düşem zoruna
Bunca güzel uğruna
Boynum canlar içinde
Ağır ağır yoluna
Düşer oldum boyuna
Canı sattım halına
Dalım beyler içinde
Sevdim deyu alınır
Gider ele övünür
Benden geçmez darılır
Yarim evler içinde
Canım ister cananum
Verdim gitti cananum
Benden etti cananum
Canum eyler içinde
Bir eyledim yolunu
Var eyledim kapını
Ol muhammed karını
Derdim meyler içinde
Hay deminde uçalım
Şol ümmete koşalım
Her rahmetin saçalım
Elim nurlar içinde
Ahi Ahmet nidelim
Ömür boyu ölelim
Bir eşiktir düşelim
Aşkım iller içinde
Ahi kul ahmede nasib oldu
فَاعْلَمْ اَنَّهُ
لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ(Tehlil 11 defa)
حَسْبِى رَبِّى جَلَّ اللهُ مَا فِى قَلْبِى غَيْرُ اللهِ نُورْ مُحَمَّدْ صَلَّى الله
لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ (Tehlil 11 defa)
حَسْبِى رَبِّى جَلَّ اللهُ مَا فِى قَلْبِى غَيْرُ اللهِ نُورْ مُحَمَّدْ صَلَّى الله
لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ (Tehlil 11 defa)
مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
إِنَّ اللهَ وَمَلَئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا .
اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى اَلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ كُلِّ دَاءٍ وَدَوَاءٍ وَبَارِكْ وَسَلِّمْ عَلَيْهِ وَعَلَيْهِمْ كَثِيراً . (3 defa)
فَصَلِّ وَسَلِّمْ وَبَارِكْ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى نُورِ جَمِيعِ اْلاَنْبِيَاءِ وَالْمُرْسَلِينَ وَالِ كُلٍّ وَصَحْبِ كُلٍّ اَجْمَعِينَ وَاحْشُرْنَا مَعَهُمْ بِلُطْفِكَ وَكَرَمِكَ يَا رَبَّ الْعَالَمِين اَمِينْ وَالْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ .
عَلَى اَفْضَلِ الْعَالَمِينَ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ صَلَوَاتْ
عَلَى اَشْرَفِ الْعَالَمِينَ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ صَلَوَاتْ
عَلَى اَكْمَلِ الْعَالَمِينَ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ صَلَوَاتْ
اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ النَّبِىِّ اْلاُمِّىِّ وَعَلَى اَلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلِّمْ . (3 defa)
سُبْحَانَ اْلاَبَدِيِّ اْلأَبَدِ ، سُبْحَانَ الْوَاحِدِ اْلأَحَدِ ، سُبْحَانَ الْفَرْدِ الصَّمَدِ ، سُبْحَانَ رَافِعِ السَّمَاءِ بِغَيْرِ عَمَدْ ، سُبْحَانَ مَنْ بَسَطَ اْلأَرْضَ عَلَى مَاءٍ جَمَدْ ، سُبْحَانَ مَنْ خَلَقَ الْخَلْقَ فَأَحْصَاهُمْ عَدَدْ ، سُبْحَانَ مَنْ قَسَمَ الرِّزْقَ وَلَمْ يَنْسَ أَحَدْ ، سُبْحَانَ الَّذِي لَمْ يَتَّخِذْ صَاحِبَةً وَلاَ وَلَدْ ،سُبْحَانَ مَنْ يَرَانِى وَيَعْرِفُ مَكَانِى وَيَسْمَعُ كَلاَمِى وَيَرْزُقُنِى وَلاَ يَنْسَانِى يَااَللهُ جَلَّ جَلاَلُهُ عَمَّ نَوَالُهُ وَلاَ اِلَهَ غَيْرُهُ اَلَّذِى لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَيْءٌ فِى اْلاَرْضِ وَلاَ فِى السَّمَاءِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ سُبْحَانَ الَّذِي لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا أَحَدْ .
سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ وَسَلاَمٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ وَالْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ .
Hacı Bayram Camiinde cuma sabahları imamın cemaatle yaptığı toplu zikrin Türkçe okunuşu (bu zikir imamı azam’ın yaptığı zikirdir)
(Lütfen Kuran bilen birisine doğru okunuşunu okutunuz, Türkçe ile Arapçadaki sesler tam uyuşmadığı için, mana bozukluğu olabilir)
Fağlem ennehu
la ilahe illallah (Tehlil 11 defa)
Hasbî Rabbî cellallah,
ma fî kalbî gayrullah,
nûr Muhammed sallallah
La ilahe illallah (Tehlil 11 defa)
Hasbî Rabbî cellallah,
ma fî kalbî gayrullah,
nûr Muhammed sallallah
La ilahe illallah (Tehlil 11 defa)
Muhammedur rasulüllahi sallallahü aleyhi ve sellem..
İnnellahe ve melaiketehü yusallüne alennebiyy.
Ya eyyühellezine amenü sallü aleyhi ve sellimu teslima.(Ayet)
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin
ve ala ali seyyidina muhammedin bi adedi külli dain
ve devain ve barik ve sellim aleyhi ve aleyhim kesiyra (3 defa)
fe salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin
ve ala nuri cemiil enbiyai vel mürselin, ve ali külli vesahbi
külli ecmaiyne vahşurna meahüm bi lütfike
ve keremike ya Rabbel alemiyn,
amiyn velhamdülillahi rabbil alemiyn.
Ala efdalil alemiyne seyyidina Muhammedin salavat (salavat okuyunuz)
Ala eşrefil alemiyne seyyidina Muhammedin salavat (salavat okuyunuz)
Ala ekmelil alemiyne seyyidina Muhammedin salavat (salavat okuyunuz)
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin nebiyyil ümmiyi
Ve ala alihi vesahbihi vesellim (3 defa)
Sübhanel ebediyyül ebed, sübhanel vahidil ehad,
Sübhanel ferdissamed, sübhane rafii semai bi gayri amed,
Sübhane men besetal arda ala main cemed,
Sübhane men halakal halka feahsaahüm aded,
Sübhane men kasemer rizka velem yense ehad,
Sübhanellezi lem yettehiz sahibeten ve la veled,
Sübhane men yerani ve yağrifu mekani
Ve yesmeu kelami ve yerzukni ve la yensani
Ya Allahü celle celalühü amme nevelühü
Ve la ilahe gayruhü ellezi leyse kemislihi
şeyun fil ardı ve la fissemai ve hüvessemiul alimü
sübhanellezi lem yelid ve lem yuled
ve lem ye küllehü küfüven ehad
sübhane rabbike rabbil izzeti amma yasifun,
ve selamün alel mürselin
velhamdülillahi rabbil alemin (el Fatiha)
Bu zikir seyru sülüki afaki olup tarikat ehli olmayan herkes kendi başına veya ailesiyle veya herhangi bir cemaatle çekebilir. Latif, hoş ve tevhid dolayısıyla da etkili ve önemli bir zikir olarak görünüyor. Bu tür zikirlerde kişi şeytanın müdahalesine maruz kalmaz umudundayız. Ancak kendi başına 5 000 veya 10 000 gibi yüksek tutarda bir Allah zikri mutlaka bir gönül eri zattan onun kontrolünde alınmalıdır. Ancak bu zikir hafif bir zikir olup sabahları veya müsait olduğunuzda iş ve eşinizi ihmal etmeden hergün bile çekilebilir. Bu zikrin imanı güçlendirici bir etki yapabileceği umudundayız. Allah zikrinizi kabul etsin efendim.
Ahi kul ahmed Türkçe okunuşunu yazmıştır.
Zikirden ilahi aşka
(yukarıdaki zikrin arapçasını bize gönderen Müftü Yusuf Doğan Beye atfen Ümmeti Muhammed için kaleme almak ALLAH’tan nasib olmuştur)
Zikrimiz alındı muhterem hocam / Gülümüz kokar oldu bir ihtiram
Bilmez idik evvelde Hakk’tan fehim / Zikrile didarın açarmiş Rahim // didar : gönül
Dileriz bir Allah demeyi zelil / Saf bir kalb ile de yanmayı melül
Baha kıldı Rahman biraz gayreti / Gayret kim ki halden hale geçmeyi
Dertlenmeyeni aşık saymaz imiş / Hakk içun aşka yaran yazmaz imiş
Gönül gözü ışımadan aşk olmaz / Hakikat sözleri bilmemek olmaz
Aşk ile canın satanlar ararmış / Aramak ne kendi canan yazarmış
Ders verir sırrından perdeler açıp / Zorluk cefa ve sıkıntı horlatıp // horlanmayan kişi derviş olamaz
Aşk bir bela, canı dara düşürür / Ağıt, aklı siler gömlek giydirir
La mekanın arş mıdır bu Mecnun’a / Leyla’ya dert midir nazlar mahına // mah : ay, ay yüzlü
Seherlerde kelam ile mahbub kıl / Cemaline seyran ile meftun kıl mahbup:sevgili
Akıldan geçtim gömlekten giydim bil / Zatına düştüm gayri’nden geçtim bil // Gayri: Allahın sıfat tecellileri
Burda cefa yazarmış yoğa, cemal / Mahşerde kul deyu çağırır cemal // ilk yazılan cemal : Allahın yüzü
Kim ki aşık deyu yaratılırmış / Ahdeyler, kul nurdan bezetilirmiş /aşıklık biraz da takdirdir ve onlar nurludur
Hakk ile yaran nider halka devran / Kul olan canan yazar ümmet halktan
Cemal dilersen sıkı dur cefaya / Celal ile yanasın komaz sefaya // Cemal : Allahın güzel nurlu yüzüdür
Yad etmeye yaşlar salar vefalım / Yüz bin bela kılsan düşmem feryadım
Ümid ile korkun mihrab eyledim / Şad olmaya delili yoğ peyledim // dünya sevgisini atarak, yoğ peylemek
Aşık olmağ altın gümüş neylermiş / Bir kamilde toprak olmak eylermiş
Aşk yolunun kullarına derman mı / Dermanı dertten sayar ölmen mi
Manası Hakk’tan kelamı kuldanmış/Ölenler “bela” dost imiş candanmış // bela;evet/aşktan nefsin ölmesi
Yusuf kardeşi Doğan mı saymışlar / Doğan kim “ahi kul” şahin bilmişler
Bu kadar yarenlik Hakk nazıdır bil / Hakk içun “ahi”nin ”kul” sözüdür bil // En doğrusunu Allah bilir
“Kul” olanlar tevhid ile uçarmış / Uçmağa Hakk burak ile yazarmış // tevhidle kul olurlar
Arşda yoğ imiş başka nebi ”Yusuf” / Züleyha’dan kaçmamış Doğan Yusuf
Sen bir züleyha bul da gel mah cemal / Kaçmayam ben gel gör ki ahı cemal
ahi kul ahmede nasib olmuştur
Bismillahirrahmanirrahim
selamün aleyküm
GÖRÜCÜ MÜ SEVEREK Mİ?
Gençlerin uzun süre arkadaşlık yaparak birbirimizi tanıyoruz demeleri her zaman olumlu netice vermez. Karşı karşıya gelen insanların öncelikle iyi tarafları öne çıkar. Üç defa bir kişi yanında olmak üzere konuşmaların da öne çıkan iyi yönler beklentinin %70-80’ini karşılaması durumunda “evet” denip yetinilmelidir. Daha sonraki tanımalarda kötü yönlerin öne çıkma olasılığı yüksektir. Kötü yönü olmayan insan olmaz. İnsan iyi yönü olağan görüp kötü yönü abartmaya meyillidir. Kötü yönler yükselince kavga olur ve ayrılık mukadder olur. Şayet evlilik içinde çıkacak kötü yönler “muhtaçlık” nedeniyle yumuşar. Allah’ın eşler arasında sevgi var etmesi de kötü yönleri izole eden bir etkendir.
Ailede sevgi, saygı ve güven üçlü saç ayağıdır. Her biri bir diğerini bozar. Karşı karşıya bakıp anlaşmaya çalışan insanlar değil “Aynı yöne bakabilen insanların uyumlu bir evlilik yapabileceği umulur”
DİKLENMEDEN DİK DURMAK
İslam’da dik durmak vardır. Diklenmek yoktur. Diklenmek demek kavgaya zaten hazır adamın tuzağına düşmek demektir. Bu tür tartışmalarda kişinin nefsi hastalıkları öne çıkar ve söyleneni anlamaz. Halbuki dik durmak sizin sahabe’nin yaptığı gibi dininizi bilerek isteyerek fedakarlık yaparak imanınızı inşa ederek uygun yaşamanızdır. Bu şahane yaşam Allah’ın verdiği nurla ışıldar. Böylece parlayanı herkes görür. Parlayandan çıkan göz ve ses ve beş duyu da aldığı nurla ulaştığı kişide sevme – sevilme – ikna etme etkisine dönüşür. Aranan da budur. Dik durmak kadar doğru ihlaslı ve zor bir yol yoktur. Allah’ın yolu da budur. Bu yolun en kemali Namazın kıyamında olur. Kişi Allah için kendini inşa etmiş ve Allah için kıyamda ayakta durmaktadır ve Allah’ı savunacak cündullah, hizbullah olmuştur. Zulme karşı durmak ve Tevhit üzere olmak ve ümmet birliği içinde bütün olmak da cihat da aynı anlama gelir. İtikattan sonra ahlakın hedef alınması da muamelat, ibadet gibi diğer unsurlar üzerinde olumlu etki eder. Şayet ahlak 5. Unsura düşerse dik durmanın diğer insanlara yansıyan güler yüzü zayi olur.
DANIŞMA
Bir müslüman zorlandığı bazı konularda müslümanlardan danışma yapabilmelidir. Danışma yapılacak kişinin ilmiyle amil, toplumda imani yeri olan, haset ve kıskançlık ve kin gibi topluma yönelik ve ahlaki olumsuzlukları olmayan ve sorulacak konuda bilgili uzman olan Allah korkusu yüksek kişilerden olması gerektir. İstiare ve Rüya’ya gereğinden fazla güvenmek yanlış olur. İslam’ın bilinen kurallarına uyularak makul bir danışma yaptıktan sonra karar verilerek bu kararın hayra hizmet etmesi, hayırlı olması için dua edilmelidir.
İnsan, kimin hükmünü uyguladığı ile mana kazanır. Kim, kimin hükmünü uygulayacaksa onu sevmesi gerekir. Kişi sevdiği ile beraberdir hadisi bütün ilişkiler yönünden geçerlidir. Bu yüzden kişi neyi sevdiğine dikkat etmelidir. İnsanın bazı hallerde gafletle yanlış bir şeyi sevdiği de olabilir. Temel olan şey sevme unsurlarının tamamının İSLAM’a uygun olmasıdır. En ufak bir kir, beyaz sahifeyi kirletir ve tamamı küfürden sayılır. Bir bardağa bir sivrisinek düşünce de aynısı olur.
ZENGİNLİĞİN GÖTÜRÜSÜ
Zenginlik başlı başına bir doyum değildir. İslam’ın kazancı belli şekillerde dağıttırmasının nedeni onu alamayacağı zenginlik tatmininden uzaklaştırıp dağıtmaya tatmin vermektir. Bu tatmin hem kişinin hem toplumun çıkarları açısından önemlidir.
Zenginliği amaç edinen insanını zenginleşmesi zulmederek hırs boyutunda gerçekleşir. Zenginlik gerçekleşince kişi “Ben bunu ne yapacağım” demeye başlar. Bu taminsizliğe daha çok, parayı amaç edinen Yahudiler düşer. Bu sefer Yahudiler Kıbrıs’a, Türkiye’ye veya Amerika’ya kumar oynayarak belki bir tatminle elden çıkarırlar. Temel olan şey tatminsizliğe isyandır. Ahiler 13 dirhem gümüşten fazla para biriktirmezlerdi. Biriktiren hoş karşılanmazdı. Bu tutar 50.000 TL’ye denktir.
ALIŞ VERİŞ STANDARDI
İnsanlarda pahalı alışveriş yaparak toplumsal standardını yükseltme hevesi gittikçe artıyor. Bir hak yolcusu ihtiyacı dışında bir şeyi almaması gerekir. Çocuk bile pahalı bir telefon ile toplumsal standardını yükseltmek istiyor. Sabır ve tevazu olmadan bunların düzeltilmesi mümkün değil.
DİKKATTEKİ AZALMA
İnsanların dikkati toplumlar geliştikçe ve sıkıştıkça gittikçe azaldı. Az nüfuslu ortamlarda insan dikkati 30 saniyeye kadar varıyordu. Yani bir kamera kendi açısından yakaladığı bir olayı veya bakış yönünü 30 saniyeye kadar çekip insanlarla bu süreye denk olacak şekilde izleyebiliyor idi. Fakat zaman içerisinde bu dikkat toplama süresi 7 saniyeye kadar düştü. Bunun anlamı bir açıdan bakan kamera 7 saniyeden fazla o açıdan resim vermemesi gerekiyordu. Bütün bunlar toplumların dikkat seviyelerinin düşmesine yol açtığını gösteriyor. Bunun bir diğer anlamı insanda gittikçe oluşan ferdiyetçilik, bencillik ve maddi tatminden , tatmin duyamama ve sıkılarak daima bir yenisine geçme iştiyakı artıyor denilebilir.
BAŞARI MI ERDEM Mİ?
İnsanlar zaman içerisinde erdemler yerine başarıyla her şeyi ölçmek ister hale geldiler. Örneğin; dershanelerdeki ölçme bütünüyle başarıya endekslidir. Üniversite sınavı da aynıdır. Halbuki erdem daha uzun vadeli ve toplum karakterine ve kişinin kendisine olumlu etkiler yapan bir fazilettir. Aileler bile oğlum kazansında nereyi kazanırsa kazansın demekten öte erdemle ilgili hiç bir şey söylememektedir. Bu yüzden başarıya kilitlenme duygusu gittikçe yaygınlık kazanmaktadır. Başbakan bile 2023 hedeflerini söylerken hep maddi başarıları söylemekte fakat erdemle ilgili herhangi bir hedef göstermemektedir. Bunlar yanlıştır. Hak yolcusu kendi yolunu çizerken daima başarı ile erdemi birlikte değerlendirmek zorundadır.
DİN MERHAMETTİR
Din merhamettir hadisi çok önemli bir hadistir. Kendini aşamayan insan başkalarına merhamet edemez. Bu yüzden merhamet ederken tek başına merhamet etmediğini hak yolcusunun bilmesi gerekir. Merhametin kaynağı Allah’tır. Kişiye kendi merhametinden bir cûz vermiştir. Bu yüzden merhamet eden kişilerin Allah’ı hatırlayarak zaman zaman da estağfurullah demesi uygun olur. Merhamet sevmekle bağlantılı bir fiildir. İnsan sevmeden hiç kimseye merhamet etmez. Bu yüzden öncelikle sevme işlemini bütün mahlukata kadar kaydırmak gerekir. Sevgisi genişleyen insanın merhameti de genişler.
HOŞGÖRÜ
Hoşgörü, İslam’ın temel ahlak kriterlerinden biridir. Hoş görülmesi gereken şeyler insanların kusurlarıdır. Kasti yapılan ve önemli haramları işleyen insanların durumu biraz farklıdır ve uyarıyı gerektirir. İnsan olmanın verdiği kusurlar daima bir hoşgörüyle karşılanmalıdır. Hoşgörü yayıldıkça kötülük yayılmaz. Hoşgörünün temeli Allah’ın yaratmasından dolayıdır. Hak yolcusu insanların kusurunu yüzüne vurmak yerine onları affedip doğruyu kendisi işleyerek ona göstermelidir. Yunus Emre “yaratılanı hoş gördük yaratandan ötürü” diye buyurmaktadır.