Kudretten karadır yarimin kaşı
Ağzının içi de incidir inci
Kemer sıktırmış ince belleri
Yoksa ince beller sarılır m’ola
Karlı dağlar aşan turnalar gelin
Yarden ayrı kaldım selamım alın
Varın yari uykusundan kaldırın
Yoksa selamımı da almaz m’ola
Firkatin zarına dokunmak olmaz
Vuslatın anına varılmak olmaz
Yarimin şanına yakışık almaz
Yoksa bir başka sevdiğin var m’ola
Islak ibrişimle sarsam belini
Şeker şerbet döktürürsün dilini
Ben bilirim sevdiğimin dinini
Yoksa imansızın bağrı taş m’ola
Ben o yari ballar ile büyüttüm
İki etmedim sevgiyle avuttum
Sonunda elimden yari uçurdum
Yoksa uçan gönül kuşu baz m’ola
Ben o yare gücendim amanın hey
Bakmaz bana eledir divanın hey
Kimseler bilmez senin kıymetin hey
Yoksa kıymet bilmezlerin şeş m’ola
Terk edem sılayı kaşı kemanım
Beni mecnun eden yarin gümanın
Vefasız yarin de yoktur imanın
Yoksa Hakk’tan yana bağın yok m’ola
Figanım artar yar gittin gideli
Ben ölürsem yadlar sarsın belini
Felek almak ister benim canımı
Yoksa can ver’mğe takatin yok m’ola
Ahi ahmed dertli severim candan
Can esirgemezdim cananım senden
Duydum ki sevdiğim vazgeçmiş benden
Yoksa cananım benden bıkmış m’ola
ahi kul ahmed nasibidir
Perçemin çekmiş ala karlı dağlar
Göğsü ala benli yarden ayrıldım
Dövünürüm dertli dertli ağlarım
Döşü ala benli yarden ayrıldım
Kervansaray senin nice yolun var
Her biri üstünden ingine aşar
Yar ile eğleşirken şimdi kaçar
Lebleri cilveli yarden ayrıldım
Yatırıp uyuttum yari dizimde
Uyandıkça bakar idi yüzüme
Şeker şerbet tatlı şirin sözüne
İnandım da dili baldan ayrıldım
Dost dosta değil dosttan dosta bakar
Domur domur göğsünü ağzıma koyar
İlkbahar gelmiş gonca gibi açar
Kokusu gül kokan yarden ayrıldım
Hayal olduda karşımdaki dağlar
Dökülmüş yapraklar sonbahar bekler
Eşinden ayrılan ah çeker ağlar
Ah çekerim nazlı yarden ayrıldım
Ak kuğulu göllerde mi yaşarsın
Bağrı başlı dağlardan mı aşarsın
Düşürmüş yaşmağı alıp kaçarsın
Başı bağlı güzel yarden ayrıldım
Yetirdim yetirdim derdim yetirdim
Bir ulu çınardım yandım kurudum
Baharım gelmedi de hep yas tuttum
Cilveli neşeli yarden ayrıldım
Lale sümbül güller biter başında
Dağlar ne çok gümanın var serinde
Ezelden yazılmıştır bu kanun böyle
Otağı döşeli yarden ayrıldım
Bülbüle hoş gelir gülün kokusu
Sevene zor gelir yarin kötüsü
Akşama dek över yarin eyisi
Eyisi köşeli yarden ayrıldım
Ben seni severim candan güzelim
Sen beni sevmesen de bir güzelim
Serimden geçtim de ağlar gezerim
Ayrıldım gül yüzlü yarden ayrıldım
Canımı canına verdim tezelden
Canım yitti benden etti nazardan
Seni beni bir mevladır yaradan
Canımın zalimi yarden ayrıldım
Kömür gözlüm saç bağını takmışken
Seni bana Rahman verdi demişken
Üç gün koynunda da sabahlamışken
Sabahı sıcacık yarden ayrıldım
Kara kaşlı güzel ile olmuşken
Top zülüflü güzel deyu yanmışken
Sana yaramadım ben bu huyinen
Sefalı cefalı yarden ayrıldım
Üç güneydi benim kavli kararım
Beş gün oldu gelmez dahi selamın
Ben yitirdim ben ararım yaranım
Kime ne ki ben o yarden ayrıldım
Ahi ahmed der ki gelenler gider
Ömürü yetenler borcunu öder
Doyamadım ben o yare zulmeder
Mah cemalli nazlı yarden ayrıldım
ahi kul ahmed nasibidir
Ala gözlerini sevdiğim dilber
Eğlenir de benim ilen kalın mı
Seninle canlarımızı değişsek
Kara gözlüm benden üste alın mı
Gel gör ki bizim iller de nasıldır
Seni misafir etmek de usüldür
Bilmem ceren boylu bilmem usuldur
Ala gözlüm boyun benden uzun mu
Melil üzgün dört bir yana bakarsın
Ataşına nice yiğit yakarsın
Seher yeli burcu burcu kokarsın
Kara kaşlım güle rakib oldun mu
Mayıl oldum gerdanına doyamam
Sıra sıra benleri de sayamam
En sonunda benim oldun diyemem
Seni bana yazsam kayıl olun mu
Kadir mevlam seni bana yaratmış
Kargı kamış gibi boyun uzatmış
Kem sözlerin de sinemi yakarmış
Söylemesen bana çatlan ölün mü
Ahi kul ahmedim yaran tazele
Böyle yaşanmaz böyle bin derd ile
Bu yıl da kul olduk şu güzellere
İsyan etsem buna razı olun mu
ahi kul ahmed nasibidir
Kadir mevlam senden bir dileğim var
Anamın sütüne kandırma beni
Bilmem az yaşadım çok yaşadım var
Hemen Azraile gönderme beni
Şöyle bir güzel ver gönül ağleyim
Kara kaşlı kara gözlü söyleyim
İnce belli al yemeni toylayım
Hemen yetmişime dönderme beni
Varınca yanına göğcek mi göğcek
Usuldur boyunca yiğrek mi yiğrek
Kimindir aslında ördek mi ördek
Hemen avcısına vurdurma beni
Kolların boynuma dolasın galan
Saraylarım uğruna olsun talan
Vereyim bu ömürden arta kalan
Hemen artanına uğratma beni
Güvercin bakışlı keklik sekişli
Gerdanı altunlu akçe takışlı
Cerenim bakışlı beyaz benizli
Hemen gözlerime ağlatma beni
Dertlerimi de alıver sırtımdan
Rızanı söyle bilmem hangisinden
İster ikisini ver güzel kulundan
Hemen birine razı etme beni
Dosta doğru gider yollarım benim
Bülbül gibi şakır dillerim benim
Bilmem nic’olurmuş hallarım benim
Hemen dinime küstürme beni
Bir çiftliğim olsa oynasa taylar
Onbin koyun ile toklular koçlar
Beş yüz atlı bindirem koç yiğitler
Hemen varıma kastedme emi
Bahar gelir bahar gider yazınan
Bülbül şakır gül goncada sazınan
Kış ortası dizlerimde sızınan
Hemen ömrüme kastetme emi
Ahi kul ahmedim ümitli kulsun
Nasib ise gayen yerini bulsun
Sonunda Hak ne dilerse o olsun
Hemen şeytana kul etme beni
ahi kul ahmed nasibidir
Kara kaşlarına kurban olduğum
Bizi kara yazdılar yadlar gibi
Al kınalı ellerinden tuttuğum
Bizi kara yazdılar yadlar gibi
Uzun incedir de yolları aşkın
Dikene uğramışsa gülü yakın
Sevip sevip de ayrılanın halın
Yüzbin zara yazdılar yadlar gibi
Dünyayı sevmekle veli olunmaz
Canı vermeden de aşık olunmaz
İnsanoğlu gamdan hali bulunmaz
Bizi gama yazdılar yadlar gibi
Bulamadım yarin iradesini
Çekerim bu derdin ziyadesini
Seven verir dosta ifadesini
Bizi nara yazdılar yadlar gibi
Gülüm gülşenim de var oldu deyu
Aşkın kemendin de yar oldu deyu
Bize bi haller de kor oldu deyu
Bir civara yazdılar yadlar gibi
Aşkın beni del’eyledi nazınan
Daim sabretmeye verdi elinen
Bu hasretlik sürer oldu yılınan
Biz’rüzgara yazdılar yadlar gibi
Bülbül gül dalında gerek ötmeğe
Bahanesi nedir çekiş çekmeğe
Bu aşkı şarabın yalnız içmeğe
Bizi yere yazdılar yadlar gibi
İbret al bülbülün gonca gülünden
Bırakma zikrini Hakk’ın dilinden
Hazan olur bir gün gider elinden
Biz’gıybete yazdılar yadlar gibi
Aşkımın bağına düşürdün gazel
Senden başka yok mudur nazik güzel
Meğer ki kahrın çekilmezmiş güzel
Bizi ele yazdılar yadlar gibi
Kavursalar vücudumu odına
Çevireler yönümü de yarime
Harman edip savursalar neyime
Bizi kula yazdılar yadlar gibi
Bu sevdalar başımda tüter oldu
Yeter artık sevdiğim çilem doldu
Gül dalında baykuşlar öter oldu
Biz’efkara yazdılar yadlar gibi
Mert ol yiğidim derde takrir eyle
Çıkma yolundan daim doğru eyle
İştiyakın şerhu de beyan eyle
Bilmem nere yazdılar yadlar gibi
Ahmedimin gözü kanlı yaş imiş
Onun derdi dertlere derman imiş
Toprak sanmış gönlü meğer taş imiş
Bizi taşa yazdılar yadlar gibi
ahi kul ahmede nasibdir
Ala gözlerini sevdiğim dilber
Cenneti alanın dalından mısın
Gözlerine sürme çektiğim dilber
Cenneti alanın hurinden misin
Şu karşıdan gelen sevdiğim dilber
Bakışın amma neden sonra gelir
Bir selamına kail oldum dilber
Cenneti alanın kulundan mısın
Gördüm güzeller güzeli yüzünü
Öptüm kırmızı yanaktan yüzünü
Arayı arayı buldum izini
Cenneti alanın yolundan mısın
Bahçada açılan güller misali
Dalında öter bülbüller firakı
Bizi ta’n eyleyen dilber emsali
Cenneti alanın belinden misin
Neden yanakların kızarmış yanar
Çiçek takmış belki gül yarasıdır
Tane tane olmuş benlerin coşar
Cenneti alanın selinden misin
Sana yazıldı kanım canım dilber
İnce miyanın sarmış kolda kimler
Bir gün hazan olur elinden gider
Cenneti alanın soyundan mısın
Güzel sevilirmiş gerdanı benli
İbrişim nazik saydığım güzeli
Günahtan sürmelenmiş gözü belli
Cenneti alanın nazından mısın
Kolumdan uçurdum güzelim bazı
Yeter bize ettiğin şunca nazı
Ahi kul ahmedin bitmez niyazı
Cenneti alanın halından mısın
aşık ahi kul ahmed nasibidir
Şavkı vurur bahçalarda yar onmaz
Bir yar sevdim ele güne benzemez
Kime ne ki sevdiceğim yar aymaz
Hasbihali ele güne benzemez
Suya gider su testisi om’zunda
Söyleşir dilleri pınar başında
Benim yarim de girmiş on beşinde
Bakışları ele güne benzemez
Bahar gelmiş bahçalarda gül benim
Eser olmuş seherlerde gül benim
Kime n’olmuş güzellerde gül benim
Benim yarim ele güne benzemez
Benim yarim yazılarda yaylanır
Yaylanırda kolum üzre yaslanır
Yarın iki oğlan boylu boslanır
Çotakları ele güne benzemez
Al tumanı al yemenin üstüne
Sürme çeker ala gözün üstüne
Altun akçe ak gerdanın üstüne
Turalamış ele güne benzemez
Zülüflerin tel tel olmuş dökülür
Dökülürde ak gerdana saçılır
Al yanaktan alma alma öpülür
Öpücüğü ele güne benzemez
Benim yarim sunaların başıdır
Kadir kıymet bilmek onun işidir
Baha ister canım yansın düşüdür
Haytalığı ele güne benzemez
Salmaz gurbete de yanında dursam
Akşam sabaha da katışa dursam
Ölmeden önce de bir ölüversem
Tarikatı ele güne benzemez
Kalaylı tastan su içmek misali
Dalına verir uzayan kol hani
Beraberce yaşlanmaktır muradı
Kocalığı ele güne benzemez
Datlıdır dilleri döktürür balı
Maniler söylenir dokurken halı
Ağzında sakızı tamam olmalı
Sohbeti de ele güne benzemez
Baharı beklerim açılsın gülüm
Sunamı denklerim bahasın verim
Kimseler duymadan koynuna girim
Sıcaklığı ele güne benzemez
Var mıdır dahası da bundan kelli
Öteyi ne sen sor ne ben söyleyi
Nazardan saklasın rabbim bizleri
Muhabbeti ele güne benzemez
Aşıktır ahmedim kuldan nicesi
Çarha verdim çekemez kim niceyi
Bahası da bir çift beldir inceyi
Dolanırım ele güne benzemez
aşık ahi kul ahmed nasibidir
Bugün ben bir güzele rastladımdı
Beliği kıvrım kıvrım örgü imiş
Bakmaz yüzüme ele mi saydıydı
Bakmayınca gözler ayrılmaz imiş
Bre güzel dön hele bir bu yana
Bak şu sana yanmış aymaz kuluna
Ne çare ki düştüm senin ağına
Düşmeyince yarden ayrılmaz imiş
Bahar mısın gonca güller açılmış
Benim göğnüm sana yanmış yakılmış
Baha ister sana eller uzanmış
İsteyince elden ayrılmaz imiş
Güzel ile sohbet etmek güzeldir
Güzel gül elinde de ne güzeldir
Güzel seninle ömrüm ne uzundur
Artar ömrüm gayri de ölmez imiş
Sana sözüm akça gelin zor imiş
Ak gerdana altun akçe takışmış
İnce bele al kuşağı sarılmış
Sarılan bellerden ayrılmaz imiş
El ettim kaş attım bana yar olmaz
Canı versem can üstüne bir olmaz
Dahası yok yar üstüne yar olmaz
Yar üstüne yar seven onmaz imiş
Ala güzel sana nettim neyledim
Hele bir de şu yanıma bakmadın
Ele güldün bu aşığı takmadın
Ele güne derdin yorulmaz imiş
Ne etsem neylesem olmuyor gözüm
Dert eyledim seni doluyor gözüm
Kısmetse gelirmiş ne talihsizim
Talih bir kepçeden ayrılmaz imiş
Nasibse gelir Hint’ten Yemen’den
Nasip değilse ne gelirmiş elden
Gel sen vazgeçme şu garip kulundan
Gariblerde kulluk kanılmaz imiş
Alalım da şu ahudan alalım
A hu zarım kalmasın da maralım
Ahirete kalmasın da yanalım
Burda yanan da orda yanmaz imiş
Öyle olsun güzelim öyle olsun
Bilinmedik yerlere yolum düşsün
Seni almaz isem de ahdim olsun
Ahdinde durmayan da namert imiş
Güzel anan baban yok mu bilelim
Beylerinden de seni isteyelim
Beş bin yetmez ise daha verelim
Kantarın çeki altun akçe imiş
Su geldi teyemmüm bozuldu dersin
Başa gelmedik iş açıldı dersin
Bana da namahrem olur mu dersin
Mahrem olmaya gönlü var imiş
Güzel ne zormuş da kavli kararın
Yaktı beni de cilve ile nazın
Sonunda bir namazlık saltanatın
Padişahı kuldan sorulmaz imiş
Ahi ahmedin canı da daralmış
Bir güzele de on türkü yakarmış
Varma güzel varma ahdim kalırmış
Ahdim almaya can dayanmaz imiş
aşık ahi kul ahmede nasib olmuştur
Baharda açılan gonca gül gibi
Açıl da gel ömrüm varı hal gibi
Öpülen leblerin sana yol gibi
Açıl da gel ömrüm varı hal gibi
Kıyamam sana bahçalarda gülüm
Duramam sensiz yazılarda ölim
Sensizim sessiz yaylalarda yarim
Açıl da gel ömrüm varı yel gibi
Senindir senin gönüllerde gülün
Aşıktır senin eşiklerde kulun
Bin niza etsem konuştukça yolun
Açıl da gel ömrüm varı sel gibi
Ne sektirir ne öptürür lebinden
Cefa çoktur vefa yoktur halından
Kimse bilmez bal döktürür dilinden
Açıl da gel ömrüm varı bal gibi
Ne ararsın ne sorarsın halimden
Bi kararsın gonca gülün dalından
Baha bilmez canı canım yolundan
Açıl da gel ömrüm varı el gibi
Akşam olur sabah olur yar gelmez
Sağa döner sola döner yar aymaz
Üç gün beş gün geçer sır tutmaz
Açıl da gel ömrüm varı gül gibi
Güle yazdım bahçalarda bağını
Sana sundum sunalarda çağını
Kime yazdın turnalarla çağrını
Açıl da gel ömrüm varı tel gibi
Açıldım açıldım tel tel açıldım
Suna diye ben kimlere sarıldım
Akşam sabah sinelere savruldum
Açıl da gel ömrüm varı yel gibi
Alı al moru mor geysen şalından
Renk renk vurur şavkı anın yanından
Ey güzeller güzeli sen canından
Açıl da gel ömrüm varı kol gibi
Bahar sensin gonca güle nazar hem
Baha olsun sümbül güle niza hem
Kime düşer bela diye kaşa hem
Açıl da gel ömrüm varı el gibi
Ahi kul ahmedim canım yar bilmez
Ele güne söylenmedik söz olmaz
Kim ne bilsin bilinmedik hal olmaz
Açıl da gel ömrüm varı dal gibi
aşık ahi kul Ahmet’e yazmak nasib olmuştuır