Aşık Paşa’ya III

“aşık iş bu öğüdü ilkin sen al”

“Bu öğütten olmasun gönlün melal”*

 

Kuran bilmek marifettir alemde

Niceler  yükselir aşkın deminde

 

Dersimiz Kuran ola hem batından

Cümleye davet saldık biz hattından

 

Nice evliya sohbete yanaşık

Halkı yaran kılıp cehli yıkadık*

 

Hangi ismi Divan-ı aşk eyledin

Paşa’yla Divan-ı Aşık boyladın

 

Failatün failatün failün

Aşığa lisan oldu hem yazdığın*

 

Garip-name dedi kendi garipten

Onbin alyıyüz onüç beyt kerpiçten*

 

Tevhid, münacat ve övgü nebiye

Dört halife karar eyler ümmiye*

 

Elvan çelebi eydur kim oğuldan

Menakıb-ül Kutsiyye der  babadan

 

Kerîm-i Rahim’den gönlüne ağdı

Faslı hitap kim düştü ondur babı

 

On hikaye etti her bir babını

İbretten hikmete yazdı sıdkını

 

Kimini zahirden ayan eyledi

Bendini batından revan eyledi

 

İlimdir esrar ile kaf eyleye*

Düşümdür envâr ile nun ekleye*

 

İlmi ledün olmadan yakîn düşmez

Yakîne menzil dilde kudret düşmez

 

Bu kitabı dil ile esrar kıldı

Can ile canan aşkı mesrur kıldı

 

Beyan olmaz beyan olmaz cahile

Derya sığmaz hod bardağa cehlile 

 

Garip’ten nice acaip hikmetler

Aşık’ın sanatı gözde ziynetler

 

Aleme giryan oldu bu ibretler

Ademe püryan oldu bu hikmetler

 

Yere düştü ad ile oldı bir kitap

Garip dedi ad ile on türlü bab

 

Her babta on destan çarha verirdi

Şerh eyleye kıyl-ü kal dehre verirdi

 

Cümle ilim bu kitapta derc oldu

Hem cevahir sarf edip de harc oldu

 

Ey ilmi ledün sultanı gel beri

Kaç nefes eyledin gayri öl beri*

 

İş bu alemi ibret dolu gördü

Adem-i hali hikmet dolu gördü

 

Kur’an da meth eyler nazarın Allah

On kez öğer imiş dostların Allah 

 

Zül Celaldir dostların öğmek eyler

Ve dahi düşmanlara söğmek diler

 

Nice fakirle on hamamda yundu

Fakir hakkı ondabir öşru sundu

 

Evamir-i aşare Musa söyler

Musa kim Rabb’inden on emir eyler

 

Hem Muhammed on çağırdı ademi

Bir ağaç altında aldı biatı

 

Miskin ola anılmaya nameden

Ad eyle sen varlık içun yareden

 

Devlet ol devlet ol adla baki ol

Rahmet pınarı ol adla saki ol

 

Hakk nasib eyledi gönül şavkından

Semadan arza söyler aşk halından

 

Türk dili bilinmez idi elinden

Söylendi Türk dili ma’ni yolundan

 

Türkler içun yazdı mahrum olmaya

Öz dilinde Hakk’ta karar eyleye*

 

Yüz destan ile tamama erişti

Kitab-ı hatm ile karar yetişti

 

Bin üç yüz otuz idi bu hıtama

Ol kitaba çifte hicret denk ola*

 

Bu kitabı te’lif eyledi aşık*

Türkçeyle bezedi ruhu yanaşık

 

Katre bilmez deryaya kim kavuşur

Zerre düşmez aşığa gün eyleşir

 

Deryadan içtiğin bardak kânıdır

Yüzbin bardak dök içtiğin aynıdır

 

Nice söyledin sevdiğin aşk halde olmak

Aşk’da mecnun hoddır aşk yerde olmak

 

Aşka kul olmayan yoktur alemde

Alemi aşk yaratır kul alemde*

 

Çalab’ın kudret elinden gelirmiş

Gelmek de ne nakşı türlü bünyadmış

 

Yoktan oldu varlık dahi garkolmuş

Dün-ü gün garb-ı şark karar etmezmiş

 

Her savaşta Aşık vuruşur imiş*

Aşık’a duadır ümmet  kaşıymış

 

Annesi bulundu nice hal üzre

Terek düzeltir dedem evi içre*

 

Nice adem sülbünden indi belli

Galip abi yitti Recep’ten belli*

 

Ecel oku kavi durur elaman

Ne sultan kodı ne nebi vayaman

 

Vakt erişti tamam oldı zamanı

Altmış üçtür cihan içre semanı*

 

Bin üç yüz otuz iki idi saat

Latif üzre canın verdi vü rahat

 

Bir ahir ademe görünür  anda

Aşık paşa anılır can boğazda*

 

Kim dahi derman ararsa Aşık’tan

Dua ve amelle yol bula ışktan*

 

Uzaktan dua etmek de ne ola

Yakın gele yakîn olan bu Aşka*

 

Bir ahi ahmed yar olmuş gönülden

Bu gönlü ihya etmiş kul elinden*

 

Yazıp düzdük  marifetten sayıldı

Tasdik etmek ol Paşa’nın kânıydı*

 

Her kim amel eylerse yazımızla

Vacip ola hem şefaat darıyla*

 

Bize dahi verildi paşa’dan el*

Elin yüzün yuya can diyen kel

 

Kul ahmed dahi gel ümmet kaşından

Ağıt düzer Muhammed  darından

 

 Hıtama erişti bu beyitler hem

Aşık’a Paşa ekledik gönül hem

-——-son————–

* lı yerlerde sırlar vardır

( H. 1434)

 

 

Not: bu yazılanlar Aşık Paşa Hazretleri tarafından tecelli edilerek herhangi bir yanlışlığın olmadığı, kendisi hakkında doğru şeyler söylendiği bize ifade edilmiş ve bazı ikramlarda da bulunmuştur. 

 

 AŞIK PAŞA:

1272 de Arapkir’de (Kırşehir) doğup 1332 de vefat eden bu zat, büyük şeyhlerden olup zaviye kurmuş ve ilim yaymıştır. Osman Bey’in söğütteki hutbesine katılmış ve Kırşehirin Osmanlı topraklarına katılmasında rol oynamış ve Kırşehir Beyliği verlmiştir Osman Bey tarafından.. Orhan beyle de bağı vardır. Osmanlı askerinin nasıl yapılanması konusunda da Şeyh Edebali ile birlikte katkıları vardır. baba İshak isyanına katılmamış, ancak babasının müridi baba ishak diye babası muhlis paşa kellesini vermiştir.

En önemli eseri GARİP-NAME’DİR. o dönemde herkesin farsça edebiyatı ve resmi yazışmayı, arapçayı ise ilim dilinde kullandığı ve aktarma tercümeler yaptığı bir dönemde tamamiyle özgün ve tercümesiz 10 613 beytlik “failatün failatün failün” kalıbıyla yazdığı TÜRKÇE eser vermiştir.. içinde dinin ve hayatın içinden her şeyi koymuş, dil hakkında da gramer oluşturup kuralları geliştirerek kelimeler üretmiştir. şu sözler o dönemler için ne kadar ilginçtir:

 

Türk diline kimesne bakmaz idi

Türklere hergiz gönül akmaz idi

 

Türk dahi bilmez idi ol dilleri 

İnce yolu ol ulu menzilleri

 

sevgili okurlar, bu zatın yaklaşık 15 yıl önce annesinin mahalle içinde kaybolmuş mezarı dedemin (annemin babası) aşıkpaşa mahallesindeki evinin bahçesine sıkışmış idi. anneannem gilde bu kadın evin mutfağına gelir ve tereklerdeki bakır kaplar düzeltirmiş. anneannem de onu gündüz gözüne görürmüş. bir gün eve gelin gelmiş. geline de görününce gelin korkudan hayalet var diye kaçmış. anneannem gelip şöyle demiş. “bak demiş gelin senden korkuyor. artık gözükme olmaz mı” deyince bir daha görünmemiş. 

Daha sonra biz o zamanki belediye başkanıyla görüştük ve Aşık Paşa’nın türbesinin arkasına defnini sağladık.

İkinci tespitimiz onun yaşayan akrabaları ile ilgili oldu. Kırşehirde vefat eden arzuhalci Galip Gökçınar abimizle halen yaşayan ve 35 islami eseri olan Recep Okatan abimiz. 

Bu üç yazının doğruluğunu bu zat bize doğrulamış ve tasdik etmiştir. ikram olarak da aşağıdaki sırrı bize biiznillah vermiştir.

 

 

aşık ahi kul ahmede yazmak nasib olmuştur.

 

 

6 Aralık 2012
Okunma
bosluk

İhsan = Estetik = Güzellik = Anlayışlılık = Ahlaki İyileşme = Hoşgörü = Edep Şuuru Üzerine

Estetik  İslam’da ibadetle başlamış görünüyor. Ancak estetik fıtridir. Kişi yetişkin olunca ya gelişir ya das üstü örtülür. Bir ayette “..her şeyi en güzel yaratan Allah’tır” buyuruldu.  Sanat felsefesi ahlakın bir parçasıdır. Ahlak da değer olarak norm oluşturur.

Buradaki tartışma estetiğin Allah’ın zatından mı, yoksa, insanlar mı atfediyor tartışmasıdır.

Allah insanı bir sanat eseri gibi yarattı.

Allah ademi kendi suretinde yarattı =bu benzetme esmai Hüsna açısındandır.

Tevhid = Bu noktada Hakk ile mahluku ayırmak gerek. Benzetmemek gerek.

Tenzih = Allah ve peygamberi birbirine benzetme yapılmamalı. Görevleri ayrışmalı ve peygamberin sınırı belirlenmeli.

Helal-haram dairesinde Müslümanlar ölçüye dikkat ettiler. Örneğin sinemada tiyatroda, hat sanatında.

Cibril hadisinde temel üç soru var.

İman nedir?

İslam nedir?

İhsan nedir? = Allah’ı görüyor gibi ibadet etmendir…..

İbadetteki bu tavrı günlük hayatın içinde de düşünmeliyiz. Bir şeyi güzel yapmak da bir ihsan şuurudur.

İyi  =  yapma

=  olma

=  duyma

=  muamele     ‘nin hepsi ihsan şuurunu oluşturuyor denilebilir.

Kötü davranışta da ihsan şuuru gerek. Amele yağmelü.  Öyle iş yapın ki Allah görüyor, peygamber görüyor, ümmet görüyor.=İYİ

İTKAN=sapasağlam.

Peygamber efendimiz oğlu ibrahimi kaybedince mezara bir sahabe iniyor. Efendimiz şu deliği düzelt deyince “bunun ölüye bir zararı yok ya Rasulüllah”  diye cevap alınca “hayır, göze hoş gelsin” buyuruyor. Arkasından da “Allah, kulunun yaptığı işi iyi ve güzel yapmasından hoşnut olur”  hadisini buyuruyorlar.

Bazı haller var ki onun da estetiğine dikkat edilmesi gerekir. Örneğin “ameli başa kakmayın ki bir estetiği olsun” “sağ elinin verdiğini sol el görmemeli ” “başkasının aldığını görmemesi” bunlar birer ihsan şuuru.

Gazali

1-     Kusursuzluk  (onlar semaya bakmıyorlar mı?   ….. düzensizlik görebiliyorlar mı?

Çatı      gök

Sergi    yer

Lamba  yıldız

Mavi

Yıldız

(Turkuaz) mavi   …..teskiye

yeşil    ….telkin

2-Amaç olacak (biz yeri ve göğü boşuna yaratmadık,…-insan başıboş yaratılmadı..)

3-Uyum olacak. (ölçülülük olacak.. insan,varlık,otlar, simetri)

4- Nizam olacak.(andolsun saf saf duranlara, lezzetül ayn=gözlerin hoşlandığı)

Bu dört unsur olmazsa güzellik değişken olur.  Estetik tecrübeden yararlanmak da mümkündür.

Bir Türkün Alman hapisanesinde HAT çalıştığını düşünün.

Sıdık ve Salihler kusurları an aza indirilmiş insan en faydalı insandır. Ruh güzelliği yüsektir ve ahseni takvim olarak adlandırılır bu kişiler.

Aristoya göre duyuların algısı anlamındadır. Halbuki asıl olan ahlak güzelliğidir.

“Allah güzeldir, güzel olanı sever”

Bir adam saçı sakalı karışmış fakat yediği haram, içtiği haramdır. Nasıl kabul olur bunun duası….

Güzellik hem maddi ve hem de manevi olmalıdır. Güzellik güçtür, etkiler. Estetik islama davet aracıdır= giyim, çevre, hareket…

Gaye için var olmak, insan-ı kamil’de estetik var.

Kusurlar bile söylenirken estetik olmalı. Kırmadan dökmeden.

Peygamber efendimiz kusuru umuma söylerdi.

Müslümanın namazı estetik olmalı, yem yer gibi olursa rahatsız eder. Yani tadili erkan üzere olmalı.

Ahlaki davranışlarımız da estetik olmalı. İlişki, alış-veriş, aile hayatı = estetik olmalı.

İslam savaşa bile kadın, yaşlı, çocuk, ağaç, ekinler yakılmamalı, eli eziyet etmemeli, burnu, kulağı kesmemeli…

İyi bir söz sadaka verip başa kakmadan iyidir.

Sözü süz de söyle

Yaz da söyle kışta söyle

Ağzını büz de söyle

Gazali

Tenzih

İbadet

Hukuk

 

İman

İbadet

Ahlak

Azaların güzelleştirilmesi

Çatal, kab, bedesten, camii

Hem kullanışlı hem göz zevkine uygun olmalı

Sanatın büyüleyiciliği

Estetik –sevgi var –bilmek de gerek

İlim, bilirse – muhabbet hasıl olur

Hal üzre olmak- değer bilmek

Rabbena ma halekteha batıla  =  sen boşa yaratmadın ya Rabbi

Camiler Allah’la ilişkileri olumlu etkiliyor.

Osmanlı = mabed medeniyeti

Taşların duası,

Allah’ın celal sıfatı camilerdir. İçinde ise Cemal sıfatı müşahhas hale getirilmiş.

Hadis:”Kuran’ı sesinizle süsleyiniz”  Kuran’ın özel ciltlerle ciltlenmesi ve tezhib le süsleme yapılması estetiktir.

İstanbul beyefendisi” tavırların estetiğini güzelliğini hatırlatır.

Her Müslüman İslam’ın temsilcisidir. Yaşamında estetik olmazsa kaba saba olur ve tebliğ mesajı veremez.

Hat çalışan bir öğrenci yaptığını kendinden bilmemeli, Allah’ın güzelliğini hatta aksettiriyorum” demeli.  Okuyan kişi , Allah’ın lütfuyla okudum demeli. Hazır bulup kullanan ses tellerini kendi yaratmadı elbette.

BATI’ya göre ne kadar tanrıya isyan ederse o kadar iyi sanatkar olur.

Tecelligah, lütuf, aktarıyorsa, yansıma olarak aktarır

Ayet “Allah yaratanların en güzeli değil midir?”

Burada Halıkla Mahluka dikkat edip karıştırmamak gerek.

Oruç : “size biri kötü söz söylerse “ben oruçluyum” desin”  ==  estetik var.

Hacc: “Hacc yapan kötü söz söylemesin, incitmesin== ahlaki dönüşüm var.

Malkom X: (Amerikalı Müslüman Lider olup Hacc yapınca gerçek İslamı anlalıyor. 36 sene beyaz düşmanlığı yapıyor şeyhinin etkisiyle. Hacc yapıp ciddeye gelince herkesin kendini kucakladığını görüyor ve evrensel bir din olduğunu anlayınca dönüşte şeyhini terk ediyor. Mısırda sabah ezanları okunurken firavunların sesinin kesildiğini görüyor. Müthiş bir sahne müthiş.. –Bu filmi bu fakir de izledi–

Camideki namazın hidayete vesile olması: “soyut bir varlığın karşısında bir sesle birlikte hareket ediyorlar. Bundan çok etkilendim” diyor bir batılı yazar.

Oruç tutup da gereğini yapmayanlar için efendimiz: “yanına sadece açlık ve susuzluk kalır” diyor.

Mevlana ise denizi kullanır ve der ki:

Bu denizde ölmek yok

Bu denizde muhabbet var

 .

 

 

aşık ahi kul ahmede nasibdir

11 Nisan 2012
Okunma
bosluk
kırşehir Son Yazılar FriendFeed

Dili Seç

cami alttan ısıtma
halı altı ısıtma
cami ısıtma
cami ısıtma