Gören söylesin kimindir bu güzel (Koşma)

Kara kaş altında sürmeli gözler

Baha el altında goncalı güller

Döküp gerdana da zülfünü dizer

Çıkar yaylada salınır bu güzel

 

Yunmuş yıkanmış Çuğun’un gölünde

Parlar durur siyah zülfü telinde

Giyinmiş kuşanmış hoş salınır da

Gören söylesin benimdir bu güzel

 

Yukarıdan da Kılıçözü ırmağı

Saklı durur bu sinemin yarası

Gavur kızı bizle açtı arası

Gören söylesin kimindir bu güzel

 

Yanakta gamzesi kar eder cana

İlin yari benzer huri gılmana

Ben yitirdim ben ararım bahana

Gören söylesin kulumdur bu güzel

 

Gel benim karşımda salın bir güzel

Beni sarhoş etti bir yavru gazal

Kara kaş altında da melil melil

Gören söylesin canımdır bu güzel

 

Canım hoştur gelir gönlümün şanı

Seni seven yiğit neylesin malı

Defeder giderir gönlümün gamı

Gören söylesin neyindir bu güzel

 

Ahi ahmed gider kendi yoluna

Has bahçada gonca güller açıla

Değmen benim zülfü telli yarime

Gören söylesin yarimdir bu güzel

 

 

 ahi kul ahmed nasibidir

2 Şubat 2016
Okunma
bosluk

Sardı gidiyor (Koşma)

Yüce dağlar sen de ben gibi ol’sın

Felek bir silledir vurdu gidiyor

Ayrı düştüm yarenimden eşimden

Felek bir silledir vurdu gidiyor

 

Yağmur yağar bahçada gül bitirir

Yel estikçe rayihasın getirir

Sarı çiğdem öbek öbek oturur

Bahar bir güldedir sardı gidiyor

 

Yücesinde ılgıt ılgıt karın var

Seni yaylayacak da dumanın var

Bilmem öyle bilmem şöyle kulun var

Dağlar bir yaredir sardı gidiyor

 

Kırmızı gül gonca açmış yazınan

Bir doru atınan kolda bazınan

Bir dem sürmedim on yedide kızınan

Çare bir kızdadır yaktı gidiyor

 

Yaz gelince iller göçer de konar

Yiğitler suyundan içip de kanar

Pınar başında yar deyip de çömer

Zaar bir çaredir yandı gidiyor

 

Yüce dağlar melil mahsun kalasın

Fethetmeye geldim yarin kal’asın

Onbeşinde gelin oldu duyasın

Zaar biçaredir yaktı gidiyor

 

Yine duman aldı dağların başın

Kudretten karadır yarimin kaşın

Şu güzele bir gonca da gül verin

Ak göğsü üstüne sardı gidiyor

 

Ahi ahmedin yanmıştır çırası

Gelmiyor bir türlü daha ölesi

Güzeller çerağı kendi yanası

Bu da biçaredir yandı gidiyor

 

ahi kul ahmed nasibidir

1 Şubat 2016
Okunma
bosluk

Koca dağlar ne kararın bozarsın (Koşma)

Koca dağlar ne kararın  bozarsın

Aştı m’ola kara gözlüm tependen

Şuncağız derdime dert mi katarsın

Benim derdim yeter alem dilinden

 

Hasta düştüm hey ağalar beylerim

Halım bilmez dağlar şimdi ağlarım

Düşman gibi dost karşımda eylerim

Zülüflerin bağlar şimdi belinden

 

Firkat odu yaktı sinem canımı

Feryadla geçiririm zamanımı

Yaralandım da akıttım  kanımı 

Gözlerim de ağlar şimdi acından

 

Deli oldum kanmaz sözüme eller

O dost vurdu hançer özüme neyler

Yar artık bakmıyor yüzüme söyler

Bun çekecek çağlar şimdi yasından

 

Ahd u aman etmedim vakit varken

Geçti mihnetin zamanı şimdiden

Yitirdim kaşı kemanı elimden

Gözlerim ağlar şimdi yar yolundan

 

Hey ağalar hey beğler böyle m’olun

Bilinmez halı yardan ayrılanın

İner her umudu dökülür ummanın

Gözlerim ağlar şimdi yar deminden

 

Gül dikensiz olur mu behey şaşkın

Bülbül gülsüz öter mi yakar aşkın

Ah ile vah ile geçer bu ömrün

Gözlerim ağlar şimdi yar cevrinden

 

Geçmez dilekleri hatır yanında

Ataş aldı yürek yar baharında

Selam eyl’nazlı yare sabahında

Selamım da çevrilir mi güzelden

 

Ahi kul ahmedin derdi sen misin

Senden öte bahar gonca gül müsün

Ah ettikçe döner ay çiçek misin

Saçakları dökülür mü zülüften

 

ahi kul ahmed nasibidir

 

 

 

 

14 Ocak 2016
Okunma
bosluk

Ziyade (Koşma)

Ala gözlerini sevdiğim güzel

Böyle güzel yoktur senden ziyade

Bilmem melek misin yoksa huri mi

Böyle güzel yoktur senden ziyade

 

Bakarmış da deli gönlüm bakarmış

Her gördüğünü gönlüne yakarmış

Bir gün şöyle bir gün böyle dönermiş

Bugün güzelliğin dünden ziyade

 

Şu bahçandan dersem gonca gülünü

Nice bir çekeyim aşkın yayını

Hayli demdir bekliyorum yolunu

Bugün beklediğim dünden ziyade

 

Yayladım da yayladım yar yayladım

İndim engine de seyran eyledim

Ahdım olsun seni alır kaçarım

Bugün ki değerin dünden ziyade

 

Ararım ararım da dost ararım

Dost yoluna veririm onca malım

Bekle sevdiğim bekle benim yolum

Bugün ederin de dünden ziyade

 

Güzeller güzeli hüma yavrusu

Gözleri sürmeli alma kurusu

Söyleyim ben sana sözün doğrusu

Bugün güzelliğin dünden ziyade

 

Aşkın kılıncını taktım belime

Muhabbet ne imiş bildim yenice

O dostu saraydım bari bu gece

Bugün sıcaklığın dünden ziyade

 

Keklik gibi ordan ora sekersin

Beni görsen kaşın gözün yıkarsın

Çağın geçmeden de kul mu ararsın

Seni seven yoktur benden ziyade

 

Gece gündüz de sevdana yelerim

Aşık olup hüsnün bağın dererim

Daha evvel değmez eller sanırım

Seni saran yoktur benden ziyade

 

Yarim salınır da yarim salınır

Ciğerciğim bölük bölük bölünür

Sonunda bu dert beni öldürür

Sana ölen yoktur benden ziyade

 

Kaş altından melil melil bakarsın

Aşık olsan ataşıma yanarsın

Taramış zülfün kakülün kesersin

Dökmüş ince bele belden ziyade

 

İflah etmez bu dert beni oyalar

Mehlem almaz sinemdeki yaralar

İster ise boyuncuğum uralar

Bugünkü zulmetin dünden ziyade

 

Güzel seninle yaylayım yaylada

Sakla beni bucağında otağda

Her hizmetin ben eyleyim ne var da

Senin divanında kuldan ziyade                   

 

Ahi kul ahmedim yanar güzele

Her sevdiğine tutarmış çetene

Nice kulların var yazar kalemle

Beni yazdırırsın elden ziyade

 

 

ahi kul ahmed nasibidir

7 Ocak 2016
Okunma
bosluk

Yine bahar oldu açıldı güller (Koşma)

Yine bahar ayları da gelende

Bülbül güle dallanacak zamandır

Gurbete giden sevdiğin arzular

Yare haber salınacak zamandır

 

Severim seni ben de yana yana

Kul oldum ben yarime anlasana

Seherde başlar bülbüller figana

Artık kuşlar ötüşecek zamandır

 

Yine bahar oldu açıldı güller

Bülbül figan etti kokuştu güller

Hoş bir avaz oldu açıldı sümbüller

Aşıkların hoş olduğu zamandır

 

Gülün halinden bülbül bilir imiş

Yarin halinden aşık bilir imiş

Aşka düşmeyen neye mihnet etmiş

O yare bülbül olduğum zamandır

 

Yine geldi canım baharlar bağlar

Bülbül firkatin söyler hemin ağlar

Türlü çiçeklerle donanmış bağlar

Çiçeklerin açıldığı zamandır

 

Bahar gelir bülbül şakır nazalır

Gonca açar bülbül konar sözalır

Güzeller içinde benim ki baştır

Güzellerin gel olduğu zamandır

 

Bülbül aşık olmuş da gonca güle

Kırmızı gül nisbet eder yanağa

Altın sırma saçın düşmüş beline

Güzel yare yeldirdiğim zamandır

 

Kirpiğin yıkmış alıcı bakarmış

Aklı baştan alıp sinem yakarmış

Bu bahtı karayı derde salarmış

Dertlerimin depreştiği zamandır

 

Bülbül öter olmuş sarpça kayada

Terk etmiş gülü figanı derinde

Bilmem bugün bilmem yarın huzurda

Bizlere de gel olduğu zamandır

 

Çıktım yükseğine seyran ederken

Ötüşür bülbüller gonca açarken

Kime ne olmuş sırnaşırım candan

Yarime  kul olduğum zamandır

  

Türlü türlü bağlarsın da başını

Aman vermez de yıkarsın kaşını

En sonunda ben dererim gülünü

Baharın gonca açtığı zamandır

 

Zülüflerin deste deste oluptur

Al yanağı sarmış beste yazıptır

Bu dert bende yaralarım azıptır

Dertlerimin depreştiği zamandır

 

Ataş olmayınca duman tüter mi

Vakti gelmeyince bülbül öter mi

Ak göğüste çifte benler biter mi

Benlerin de sayıldığı zamandır

 

Koç yiğitler gelir y’zıdan yabandan

Tanır sevdiğini kara kaşından

Elinde divit kalem  yazar halden

Defterimin dürüldüğü zamandır

 

Ahi kul ahmedim eller övünsün

Öyle bir derde düştün ki yanarsın

Akşam oldu çıra gibi sönersin

Vaktimin tamam olduğu zamandır

 

ahi kul ahmed nasibidir

4 Ocak 2016
Okunma
bosluk

İmansızın bağrı taş m’ola (Koşma)

Kudretten karadır yarimin kaşı

Ağzının içi de incidir inci

Kemer sıktırmış ince belleri

Yoksa ince beller sarılır m’ola

 

Karlı dağlar aşan turnalar gelin

Yarden ayrı kaldım selamım alın

Varın yari uykusundan kaldırın

 Yoksa selamımı da almaz m’ola

 

Firkatin zarına dokunmak olmaz

Vuslatın anına varılmak olmaz

Yarimin şanına yakışık almaz

Yoksa bir başka sevdiğin var m’ola

 

Islak ibrişimle sarsam belini

Şeker şerbet döktürürsün dilini

Ben bilirim sevdiğimin dinini

Yoksa imansızın bağrı taş m’ola

 

Ben o yari ballar ile büyüttüm

İki etmedim sevgiyle avuttum

Sonunda elimden yari uçurdum

Yoksa uçan gönül kuşu baz m’ola

 

Ben o yare gücendim amanın hey

Bakmaz bana eledir divanın hey

Kimseler bilmez senin kıymetin hey

Yoksa kıymet bilmezlerin şeş m’ola

 

Terk edem sılayı kaşı kemanım

Beni mecnun eden yarin gümanın

Vefasız yarin de yoktur imanın

Yoksa Hakk’tan yana bağın yok m’ola

 

Figanım artar yar gittin gideli

Ben ölürsem yadlar sarsın belini

Felek almak ister benim canımı

Yoksa can ver’mğe takatin yok m’ola

 

Ahi ahmed dertli severim candan

Can esirgemezdim cananım senden

Duydum ki sevdiğim vazgeçmiş benden

Yoksa cananım benden bıkmış m’ola 

 

ahi kul ahmed nasibidir

31 Aralık 2015
Okunma
bosluk

Ala benli yarden ayrıldım (Koşma)

Perçemin çekmiş ala karlı dağlar

Göğsü ala benli yarden ayrıldım

Dövünürüm dertli dertli ağlarım

Döşü ala benli yarden ayrıldım

 

Kervansaray senin nice yolun var

Her biri üstünden ingine aşar

Yar ile eğleşirken şimdi kaçar

Lebleri cilveli yarden ayrıldım

 

Yatırıp uyuttum yari dizimde

Uyandıkça bakar idi yüzüme

Şeker şerbet tatlı şirin sözüne

İnandım da dili baldan ayrıldım

 

Dost dosta değil dosttan dosta bakar

Domur domur göğsünü ağzıma koyar

İlkbahar gelmiş gonca gibi açar

Kokusu gül kokan yarden ayrıldım

 

Hayal olduda karşımdaki dağlar

Dökülmüş yapraklar sonbahar bekler

Eşinden ayrılan ah çeker ağlar

Ah çekerim nazlı yarden ayrıldım

 

Ak kuğulu göllerde mi yaşarsın

Bağrı başlı dağlardan mı aşarsın

Düşürmüş yaşmağı alıp kaçarsın

Başı bağlı güzel yarden ayrıldım

 

Yetirdim yetirdim derdim yetirdim

Bir ulu çınardım yandım kurudum

Baharım gelmedi de hep yas tuttum

Cilveli neşeli yarden ayrıldım

 

Lale sümbül güller biter başında

Dağlar ne çok gümanın var serinde

Ezelden yazılmıştır bu kanun böyle

Otağı döşeli yarden ayrıldım

 

Bülbüle hoş gelir gülün kokusu

Sevene zor gelir yarin kötüsü

Akşama dek över yarin eyisi

Eyisi köşeli yarden ayrıldım

 

Ben seni severim candan güzelim

Sen beni sevmesen de bir güzelim

Serimden geçtim de ağlar gezerim

Ayrıldım gül yüzlü yarden ayrıldım

 

Canımı canına verdim tezelden

Canım yitti benden etti nazardan

Seni beni bir mevladır yaradan

Canımın zalimi yarden ayrıldım

 

Kömür gözlüm saç bağını takmışken

Seni bana Rahman verdi demişken

Üç gün koynunda da sabahlamışken

Sabahı sıcacık yarden ayrıldım

 

Kara  kaşlı güzel ile olmuşken

Top zülüflü güzel deyu yanmışken

Sana yaramadım ben bu huyinen

Sefalı cefalı yarden ayrıldım

 

Üç güneydi benim kavli kararım

Beş gün oldu gelmez dahi selamın

Ben yitirdim ben ararım yaranım

Kime ne ki ben o yarden ayrıldım

 

Ahi ahmed der ki gelenler gider

Ömürü yetenler borcunu öder

Doyamadım ben o yare zulmeder

Mah cemalli nazlı yarden ayrıldım

 

 

ahi kul ahmed nasibidir

30 Aralık 2015
Okunma
bosluk

Benden üste alın mı (Koşma)

Ala gözlerini sevdiğim dilber

Eğlenir de benim ilen kalın mı

Seninle canlarımızı değişsek

Kara gözlüm benden üste alın mı

 

Gel gör ki bizim iller de nasıldır

Seni misafir etmek de usüldür

Bilmem ceren boylu bilmem usuldur

Ala gözlüm boyun benden uzun mu

 

Melil üzgün dört bir yana bakarsın

Ataşına nice yiğit yakarsın

Seher yeli burcu burcu kokarsın

Kara kaşlım güle rakib oldun mu

 

Mayıl oldum gerdanına doyamam

Sıra sıra benleri de sayamam

En sonunda benim oldun diyemem

Seni bana yazsam kayıl olun mu

 

Kadir mevlam seni bana yaratmış

Kargı kamış gibi boyun uzatmış

Kem sözlerin de sinemi yakarmış

Söylemesen bana çatlan ölün mü

 

Ahi kul ahmedim yaran tazele

Böyle yaşanmaz böyle bin derd ile

Bu yıl da kul olduk şu güzellere

İsyan etsem buna razı olun mu

 

 

ahi kul ahmed nasibidir

29 Aralık 2015
Okunma
bosluk

Kadir mevlam senden bir dileğim var (Koşma)

Kadir mevlam senden bir dileğim var

Anamın sütüne kandırma beni

Bilmem az yaşadım çok yaşadım var

Hemen Azraile gönderme beni

 

Şöyle bir güzel ver gönül ağleyim

Kara kaşlı kara gözlü söyleyim

İnce belli al yemeni toylayım

Hemen yetmişime dönderme beni

 

Varınca yanına göğcek mi göğcek

Usuldur boyunca yiğrek mi yiğrek

Kimindir aslında ördek mi ördek

Hemen avcısına vurdurma beni

 

Kolların boynuma dolasın galan

Saraylarım uğruna olsun talan

Vereyim bu ömürden arta kalan

Hemen artanına uğratma beni

 

Güvercin bakışlı keklik sekişli

Gerdanı altunlu akçe takışlı

Cerenim bakışlı beyaz benizli

Hemen gözlerime ağlatma beni

 

Dertlerimi de alıver sırtımdan

Rızanı söyle bilmem hangisinden

İster ikisini ver güzel kulundan

Hemen birine razı etme beni

 

Dosta doğru gider yollarım benim

Bülbül gibi şakır dillerim benim

Bilmem nic’olurmuş hallarım benim

Hemen dinime küstürme beni

 

Bir çiftliğim olsa oynasa taylar

Onbin koyun ile toklular koçlar

Beş yüz atlı bindirem koç yiğitler

Hemen varıma kastedme emi

 

Bahar gelir bahar gider yazınan

Bülbül şakır gül goncada sazınan

Kış ortası dizlerimde sızınan

Hemen ömrüme kastetme emi

 

Ahi kul ahmedim ümitli kulsun

Nasib ise gayen yerini bulsun

Sonunda Hak ne dilerse o olsun

Hemen şeytana kul etme beni

 

 

ahi kul ahmed nasibidir

24 Aralık 2015
Okunma
bosluk

Kara kaşlarına kurban olduğum (Koşma)

Kara kaşlarına kurban olduğum

Bizi kara yazdılar yadlar gibi

Al kınalı ellerinden tuttuğum

Bizi kara yazdılar yadlar gibi

 

Uzun incedir de yolları aşkın

Dikene uğramışsa gülü yakın

Sevip sevip de ayrılanın halın

Yüzbin zara yazdılar yadlar gibi

 

Dünyayı sevmekle veli olunmaz

Canı vermeden de aşık olunmaz

İnsanoğlu gamdan hali bulunmaz

Bizi gama yazdılar yadlar gibi

 

Bulamadım yarin iradesini

Çekerim bu derdin ziyadesini

Seven verir dosta ifadesini

Bizi nara yazdılar yadlar gibi

 

Gülüm gülşenim de var oldu deyu

Aşkın kemendin de yar oldu deyu

Bize bi haller de kor oldu deyu

Bir civara yazdılar yadlar gibi

 

Aşkın beni del’eyledi nazınan

Daim sabretmeye verdi elinen

Bu hasretlik sürer oldu yılınan

Biz’rüzgara yazdılar yadlar gibi

 

Bülbül gül dalında gerek ötmeğe

Bahanesi nedir çekiş çekmeğe

Bu aşkı şarabın yalnız içmeğe

Bizi yere yazdılar yadlar gibi

 

İbret al bülbülün gonca gülünden

Bırakma zikrini Hakk’ın dilinden

Hazan olur bir gün gider elinden

Biz’gıybete yazdılar yadlar gibi

 

Aşkımın bağına düşürdün gazel

Senden başka yok mudur nazik güzel

Meğer ki kahrın çekilmezmiş güzel

Bizi ele yazdılar yadlar gibi

 

Kavursalar vücudumu odına

Çevireler yönümü de yarime

Harman edip savursalar neyime

Bizi kula yazdılar yadlar gibi

 

Bu sevdalar başımda tüter oldu

Yeter artık sevdiğim çilem doldu

Gül dalında baykuşlar öter oldu

Biz’efkara yazdılar yadlar gibi

 

Mert ol yiğidim derde takrir eyle

Çıkma yolundan daim doğru eyle

İştiyakın şerhu de beyan eyle

Bilmem nere yazdılar yadlar gibi

 

Ahmedimin gözü kanlı yaş imiş

Onun derdi dertlere derman imiş

Toprak sanmış gönlü meğer taş imiş

Bizi taşa yazdılar yadlar gibi

 

 

 

ahi kul ahmede nasibdir

22 Aralık 2015
Okunma
bosluk
kırşehir Son Yazılar FriendFeed

Dili Seç

cami alttan ısıtma
halı altı ısıtma
cami ısıtma
cami ısıtma