muhabbet

İlmi yüzünden okuma

Amel düz onu yarına

Aç gönlünü var batına

Muhabbettir aşk zahirim

               ***

İlim okur kendin bilmez

Özü dahi meyve vermez

Hayvan olsa seklem çekmez

Muhabbettir hep koştuğum

                      ***

Ben ilimde gark olmuşam

Dil ile hu söyleşirem

Sıfatım ermez cahilem

Muhabbettir tek bildiğim

                  **

Canım seni sevelidir

Halden hale düşelidir

Mutmainde sakin sular

Muhabbettir bu akdığım

                 ***

Ne elif okudum ne mim

Muhabbettir ol düştüğüm

Kim ne bilir ki yandığım

Muhabbettir kul olduğum

                *** 

Benim gibi yok mücrim kul

Arayı Müslimlerde bul

Okuduğum din ilmi usul

Muhabbettir var gittiğim

                   ***

Mescit medresede talim

Talime kattım kırk ilim

Hasılı vardım gonca gülüm

Muhabbettir gül verdiğim

                  ***

Ne ilmde ne hikmette

Bulamadım sırrına ere

Bir acaib kul var sene

Muhabbettir sır bildiğim

                   ***

Bir gönülü yıktın ise

İlmü amel uça gide

Arif ol gönül tahtında

Muhabbettir düş gördüğüm

                 ***

İlim bir göz hicabıdır

Dünya ahir hesabıdır

Aşk okuyan varak nedir

Muhabbettir hep dediğim

                ***

İlimden mana ibrettir

Hak yolda kahrı aladır

Kör kuyuya taşlar nedir

Muhabbettir ne çektiğim

                  *** 

Yerde gökte bu aşk ile

Aşkın dengi hangi söze

Ahmed garib nerden bile

Muhabbettir tüm bildiğim

                              ahi kul ahmed

20 Temmuz 2011
Okunma
bosluk

gülşen bulunmaz

Aşık yanmayınca gülşen bulunmaz

Yanalım yanalım mevlam yanalım

Maşuk gelmeyince cümbüş edilmez

Dönelim dönelim mevlam dönelim

                     ***

Hallac-ı Mansurun darına döndür

Musa keliminin turuna vardır

İsa ruhunu çarmıha gerdir

Yanalım yanalım mevlam yanalım

                       ***

Hele bir yol ver gönül gülden açsın

Bahar olup çayır çimen gül koksun

Bu, fakirin delisi gömlek yırtsın

Nidelim nidelim mevlam nidelim

                          ***

Edeple huzurunda divan durduk

Gözümüz yaşını sellere kattık

Daim  aşkın kul şarabın içtik

Kulların kulların mevlam kulların

                          ***

Kainatı yoğ iken ol var eden

Haliline çeşmi gülistan eden

Turda Musayı nuruyla bayıltan

Yanalım yanalılm mevlam yanalım

                        ***

Günahım çoktur bildirme mihnete

Düşürme sırattan nar-ı cehenneme

Lutfundan bir katre sun şu ademe

Sevelim sevelim mevlam sevelim

                           ***

Kul ahmedim söyler ciğer yakalım

Hak muhabbet vere kullar seçelim

Zikr ile asan ölmeden ölelim

Erelim erelim mevlam erelim

 

 kul ahmede verildi

13 Temmuz 2011
Okunma
bosluk

gönül dane yel ister

Ben de şaştım bu göğnümün elinden

Yaz gününde pekmez katıp kar ister

Dolanmış zülfüne Türkmen gelinin

Saz çalıp da düğün dernek bar ister

                       ***

Davul çalar mani dizer yar seçer

Peşrev yapar zurnacıyı huş eder

Bu havalar nazlı yari del’eder

Yaz gelip de harman dane yel ister

                       ***

Garip döver yetim kılar baş gider

Vakit gelir dar kapıda eğilir

Münker nekir gırtlağına oturur

Sor deyince iman kime kul ister

                ***

Havalanma sen gönül havalanma

İkrar verip şirin diye darlanma

Zaman kötü ferhat olup şahlanma

Dağ başında üçgül açmış kok ister

                 ***

Sara sara sardım gönlü çirkini

Dostlar ağlar düşman alır ahımı

Hayra varmaz çeker oldum şerrini

Yaz bahtıma sabrı kader levh ister

                  ***

Şükreyle haline taş dosttan gelir

Başın dahi tutsan var senden bilir

Çelme takar kılıç vurur soldurur

Zor gününde şerri sava sıdk ister

                 ***

Dost dosta değil dosttan dosta bakar

Alır rahmet döner halka nur saçar

Yad ellerde salınır da dost arar

Dost bilip de gördüğünden kul ister

                ***

Müslim isen zarar kılma komşuna (hadislere göre dört makam ve farkına dikkat!)

Mü’min olup güven eyle her kime

Müttaki dur sakındığın şüpheye

Dost bilip de muhsin kulda sır ister

                ***

Al yeşil cevheri döktüm beğenmez

Oynamadık taydan dürü soğurmaz

Toprak olsa bağında gül bitirmez

Yaz gelince bağrın açıp kış ister

                  ***

Ey gönül çekilmez dertler sendedir

Çarkın bükülmez nazların güldedir

Zübde-i alemin sırrı sendedir

Kul olunca gözün yaşın sel ister

               ***

Öldü ahmed kaldı ceset  tabutum

Kimler kıldı namazımı görürüm

Münker nekir  sorgusuna çatarım

Kul varınca gökler aşıp şah ister

                ***

Kul ahmedim Allah vedüd severim

Zikri hafi HAK deyince uçarım

Muhammed’e salat ile koşarım

Gel deyince güller verip hac ister

…………………………………….

kul ahmede verildi dizsin diye
tez elden saf kullar okusun diye
amel etmeyen illa ölsün diye
ölenler “bela” dost imiş dost imiş

13 Temmuz 2011
Okunma
bosluk

gül söylesin sır söylesin

Dost olamadım dosta dost

Gül ağlasın gül ağlasın

Ben olamadım hakka dost

Kul ağlasın var ağlasın

             ***

Sanmayın beni deliyem

Gül baharın bülbülüyem

Ya vedüd kuran okuyam

Kul dinlesin ney dinlesin

             ***

Ben yanarım dosta dosta

Söyler niyazım gül hasta

Kimseler duyamaz olsa

Gül söylesin sır söylesin

                  ***

Bir akılsızca kul varam

Hem deli divane olam

Varıp kapına yıkılam

Çal kapısın kır kapısın

             ***

Ben gönlümü dosta açtım

Var kendimi arşta buldum

Öldüm öldüm de dirildim

Ol diyesi HAK sevesin

                                         kul ahmede dizdirildi

13 Temmuz 2011
Okunma
bosluk

Abad olsak da bir olmasak da bir

Mihnete kul olduk devri alemde

Abad olsak da bir olmasak da bir

Kulları kem bulduk devri nazarda
                                                                                                                      
Gözler değse de bir değmese de bir                                                            

Yarin nazarında şapşal salağız

Düştük bir aşka ki ahu figanız

Gözler kanu revan seller akanız

Rahmet yağsa da bir yağmasa da bir

*

Halkın nazarında ayyaş çeteyiz

Her gün şarab alır kimi koruruz                                                                                 

Sarhoşa zemzem yeter hay içeriz

Ateş yaksa da bir yakmasa da bir

*

Bir gül elinden içtik gözler baygın

Mayıştı aşığın lal oldu dilin

Onca varlığım feda olsun dedim

Fakir olsam da bir olmasam da bir

*

Hak ile batılı farkedip seçtik

Hak da karar kılıp günahtan göçtük

Hakkın didarın fakirinde bulduk

Zengin olsak da bir olmasak da bir

*

Kula kullar gittikçe ayan oldu

Gönül fakrine şükrü taat kıldı

Tarikat şeriatten ali oldu

Tokat yesek de bir yemesek de bir

*

ahi kul ahmed

5 Temmuz 2011
Okunma
bosluk

cacabey medresesi

Kırşehir kent merkezinde bulunan medrese Selçuklu döneminde Kılıçaslan oğlu Keyhüsrev zamanında Kırşehir emiri Nurettin Cibril Bin Cacabey tarafından 1271-1272 yıllarında bir gözlem evi medrese olarak yaptırılmıştır.

Eser sonradan camiye çevrilmiştir. Birkaç kez onarılmış olup minaresindeki mavi çiniler nedeniyle halk arasında “ cıncıklı” camii adı ile  anılmaktadır. Medrese kesme taştan yapılmış olup kare planlıdır. İki eyvanlı kapalı avlulu medreseler gurubuna girmektedir. Döneminde astronomi yüksek okulu olarak hizmet vermiştir.  

Mukarnas kavsaralı  iki renkli taş işçiliğinin uygulandığı taç kapısı bulunmaktadır. Kuzeyindeki giriş kapısı işlemelidir, yapıdan ayrı olan tuğladan yapılmış çinili ve tek şerefeli minaresi ilk önce gözlem yeri  olarak kullanıldığını göstermektedir.  

Ana eyvanda yer alan karşılıklı iki sütun  koni ve küre biçimlerinin üst üste bindirilmesiyle oluşturulmuştur. Bu sütun düzenlemesinin Anadolu Türk sanatında başka bir örneği bulunmamaktadır. Cacabey camiinin sol bitişiğinde Cacabey’e ait bir türbe bulunmaktadır.

 CACABEY KİMDİR?

Ceceli aşiretinin beyi olan Emir Bahaddin Caca’nın oğlu olan Cacaoğlu Nureddin Cebrail, 1240’ta Kırşehir’de doğdu. Kırşehir’e büyük hizmetlerde bulunmuş, büyük ve tarihi şahsiyettir. Adı edebileşmiş bu devlet adamı “ Cacabey” adıyla ün kazanmıştır.

Selçukluların son yıllarında düzen bozulduğu için iller valiler ile yönetiliyordu. Eskişehir Emiri olarak görülen Caca Bey, bir süre Tokat’ta kaldıktan sonra Kırşehir’e bey olmuştur.

Kırşehir Beyi iken, Emirhor olan Eseddedin İsyanı’nı bastırdı. Elbistan Savaşı’na katıldı. Orada Mısır Memlük Sultanı Baybars’a esir düştü. Baybars bütün esirleri serbest bırakınca Caca Bey Şam’dan Kırşehir’e döndü. Bir hükümdar gibi Kırşehir’de hüküm süren Caca Bey’in ünü, kısa sürede her tarafa yayıldı. 

Genç yaşında zekasını göstererek üstün hizmetlerde bulunan Caca Bey, kısa zamanda büyükler arasına karıştı. Mevlana, yazdığı mektupta onu övmüş, başarısını tescil etmiştir. Aralarındaki birçok görüşmede de bu konuyu dile getirmiştir. Özel Türkçe konuşan, emirleri ve devlet yazışmalarında Türkçe yazan Caca Bey, kendi idaresinde olan Hacı Bektaş ile de ilgilenmiş, onu himaye etmiştir.  

Anadolu’da bir çok hayır kurumu yaptırmıştır. Bu arada Eskişehir’de bir cami ve bir han yaptırmış, 17 cami ve zaviyeyi de onarıma almıştır. Kırşehir’de bu gün bir mimari anıt olarak yükselen Caca Bey Medresesi’ni de yaptırmıştır. Devrin fakültesi gözüyle bakılan bu binada Türkçe eğitimi veriyordu. Arapça ve Acem dili ile de eserleri vardır. Ayrıca İslam Hukuku ile felsefe ve tasavvuf dersleri de öğretiliyordu. Kubbesi açık ve altında bir kuyunun bulunduğu Cacabey Medresesi’nde kuyuya yansıyan yıldızlar incelenir, bunlar üzerinde araştırmalar yapılırdı. Bundan anlaşıldığına göre, bu medrese o dönemlerde astronomi araştırmaları yapılıyor, matematik, fizik, kimya gibi konularda eğitim veriyordu.

Caca Bey, 1301 yılında Rum tekvurları ile savaşırken şehit düştü. Naaşı Kırşehir’e getirilerek 1272’de yaptırdığı medresenin yanındaki türbeye defnedildi.

5 Temmuz 2011
Okunma
bosluk

çile

Ben bu aşkın çilesini

Çeker oldum çeker oldum

Yedim topuz sillesini

Çeker oldum çeker oldum

               ***

Dizginlesem gönül atın

Aşar göğün yedi katın

Rahman güler ne ki malın

Kendim aldım kendim aldım

                    ***

Ahmedi bilmem er midir

Canı cananı kul mudur

Eyyübün halin dert midir

Yandım gittim yandım gittim.

                          kul ahmed

4 Temmuz 2011
Okunma
bosluk

sır yorganı

Bismillah deyip beyan eyle hikmet mana
Taliplere gevher saçıp yazdım hak mana
Riyazetin katığın geven olup mana
Kul defteri açtım amel düzüp veraya

*

Beyan ettim her kim var ise hakka talip
Canı canla dağlayıp hem dahi horlanıp
Cümle fakir ile bir hamamda yıkanıp
Er defteri açtım tövbe edip rahmana

*

Onca fakir fukara yetim garip kıldı
Kullar içinde yetimlere rasül verdi
Miraçta yaklaşuban hak cemalin gördü
Sır yorganı açtım alem gezip semaya

*

Ümmeti isen garip giydir hamisi ol
Yetim okşa fakir doyur bildirmese ol
Rezzak nasip kesmez muhsin cömert ol
Kar defteri açtım veren olup hüdaya

*

Aşk aşk diyen her kapıdan Allah çıkarmış
Katı gönlü, acı dili, zulmü yıkarmış
Şöyle garip canı canan birer yananmış
Sır defteri açtım yazan olup Mevlaya

*

Elli beştir gaflet ile geçen dönmezmiş
Hakkı sıkı tutmaz cehle meyil eylermiş
Kötü yakın, iyi uzaklara düşermiş
Şer defteri açtım zarar yazıp belaya

*

Sevgi kadehini içmeden can yanmazmış
Can yanmazsa ev-bak mal-mülk hayal olmazmış
Suç ve isyan düğümünü çözen kurtulmuş
Yar defteri açtım yaran olup canana

*

Canı saldım yaran olur diye canana
Gitti canı candan öte bağı yanana
Kimdi benden geçe güller aça gülşene
Zar defteri açtım bülbül olup güllere

*

Ey ahi kul ahmed düş kalk düş kalk insan ol
Yar ile yaran, can ile canan meftun ol
Kim horlarsa, deliliğe gömlek biçen ol
Sağ defteri açtım münker olup ahmede

*

ahi kul ahmede nasib

4 Temmuz 2011
Okunma
bosluk

Sarhoşun cübbesi

Bu kadar hızlı gitme

Yıkılırsın kucağıma

Sarhoşlar tövbe etmez

Şişedeki şarabıma

            ***

Benim haddim ne ki

Sen sarhoşa saki oldum

Günah yazmaz allah

İç diye zemzem verdim

                ***

Dua edem sen cahile

Taş atıp başın tutar

Donunu çekmek bilmez

Giy diye cübbem verdim

                 ***

Ayık artık sarhoşum

Ben de içtim bir hoşum

Sakilik senin olsun

Cübbeyi dine saydım

kul ahmed

4 Temmuz 2011
Okunma
bosluk

allah yolu

Allah yolunu ararsan

Gel gidelim erlerine

Er eteğinden tutarsan

Koşturalım dergahına

                   ***

Bu dünyanın vefası

Yedim sille cefası

Emmarenin hevası

Gel dedi şeytanına

             ***

Hep kol kola girmişler

Er nazarın varmışlar

Hak didarın görmüşler

Hay dedim rüyasına

               ***

Ne anladın dünyadan

Yeter gezdin hevadan

Umut kestim devadan

Vay dedim kazasına

kul ahmed

4 Temmuz 2011
Okunma
bosluk
kırşehir Son Yazılar FriendFeed

Dili Seç

cami alttan ısıtma
halı altı ısıtma
cami ısıtma
cami ısıtma