Aşık ahi kul ahmedin şiir yazmasının sırları (Koşma 6+5=11, 4+4+3; Semaî 4+4=8, Mani 7, Divan 8+7=15 hece)

Burada size yazdığım şeyler; hiç bir kitapta yer almayan, sadece bu aşık kardeşinizin kendi sevgi, usul ve tecrübelerinin bir kısmıdır. her yiğidin yoğurdu da yeyişi de farklıdır. başkasına kıyaslamayınız lütfen. aşıklık geleneği normalde usta-çırak ilişkisine dayanır.  fakat bizim ustamız HAKK RAHMAN oldu da irticalen yazar dururuz. Peygamber efendimiz sav.  Hatay’da Habibi Neccar Hazretleri ve Mevlana’ ks. dan başka bir çok tarikat şeyhinden dua aldığımız yanında radikal bir ilahi aşk’ın kalbimizde yer ettirildiğini (=Allah’tan) riya olmaksızın söyleyelim inşallah.  

onun çok dua eden biri olduğunu aklınızdan çıkarmayınız lütfen…

Bir şiir yazmak için mutlaka bir miktar zikir, en azından 21 besmele uygun olur. bir besmele dahi çekmeden yazılar hokkabazlık olur ki onu da ahmaklar okur, hanesine bir şeyin yazılması da şüpheli hale gelir. şiir Allah için yazılır ve Allah için insanların istifadesine karşılıksız dağıtılır. isteyene parası yoksa bedava, orta halliye maliyet artı makul karla, parası çok olana fazlası fakirlere bedavanın karşılığı olarak fazla fiatla verilebilir.

Kişi kimseyle küs olmamalıdır.

Karşı taraf barışmıyorsa sizin ona barıştığınızı söylemeniz ya da almasa bile selam vermeniz gereklidir.

Kul hakkı olan kişilerle vakit geçirmeden ödeme gerekli ise ödeme yapıp helalliğini de ayrıca gönülden almalısınız.

Namazlarınızda Allah’a tam kul olup hiçbir dünya gailesi düşünmeden aşk ile namaz kılmalısınız.

Her gün mali durumunuz ölçüsünde bir miktar mutlaka uygun kişiyi bularak sadaka vermelisiniz..

CENNET: namazı 5   5   aşkla kılıp çorba kaşığını karşı tarafa uzatanlara daha yakındır (Aşık ahi kul ahmed)

Şiir yazma ortamı diye bir özel zaman aslında yoktur. Biz bazen iki kıta otobüs durağında, iki kıta otobüsün kalabalında içinde, 4 kıta eve varınca, bilgisayara aktarırken iş yerinde de a aaa şurası eksik kalmış deyip 4 kıta daha ayakta ila ederiz de 12 kıtalı bir şiir çıkıverir ortaya.

Ancak genel olarak sakin ortamlar hayalin genişlemesine daha çok imkan verdiği söylenebilir.

 

 

Aşık açık ve net olmalı. Gerçeklerden korkmadan gizliliğimiz sadece fitneye yol açabilecek şeylerle sınırlı olmalı = Dostluklar, Güven = Açıklık Allah için yer bulmalı..

 

Hiç kimseyi Allahın dışında ”dost” edinmeyeceğiz.  Bu bizi kula kulluğa, kullara ‘eyvallah’ etmekten koruyacaktır= Onur, Hürriyet, Kulluk böyle elde edilir.

 

Fecr suresi 27-30 ayetleri incelendiğinde mutmain olmuş nefsin doğrudan cennetle müjdelendiği görülmelidir.  Kulluk en güzel makam olup bu makama erişmiş bir arif kişi yada aşık kişinin yazdığı şeyler insdanlara bazı bölümlerini anlamasalarda Rahmani olarak çok şey vermeye başlar.  Yazıda kişinin bir miktar kesbi (emeği) bulunsa da duyurma işi Allah’a aittir. Bu duyma işlemi sesin fiziki olarak duyurulmasından tutun kalbe inmesine kadar Allah’a aittir. Bu durum faydaya dönüşürse nasibe dönmüş olur ki istenen de budur. Bu noktada aşığın gayreti yanında Hakk’ın nasibi olduğundan nasib için Allah’a şükretmek gerekir. Aşık ise bu gayreti için teşekkür beklemez dua beklemez.  O yaszar, dağıtır, ulaştırır o kadar.. aşıkta ben duygusu ve meşhur olma duygusu en aşağıya inmiştir zira.. işte bir aşıkta iyilik duygu ve makamı fevri tek tek hareketten “HAL” HALİNE DÖNÜŞMEDİKÇE yazdıkları iyi olmadığı gibi onu duyuracak kimse de olmadığı için boş yere çabalar durur. Bütün bu aşamalar usta çırak ilişkisi içinde söz ile sazı da kapsamaya kadar gider. Çırağın ilahi aşkta katedeceği mesafe onun fedakarane gayreti ile şevk bulur ve çırak yükselmeye başlar. Yükseldikçe eteğindeki dünyalık ağırlık ve nefsi özellikleri atmalı ki hafifleyip yükselebilsin. Cisim hafifledikçe ryh zenginleşmeye başlar. İşte şimdi aranan evvelde Hakk’ın verdiği kabiliyetler için mana zenginliği fırsatları doğmaya başlar. Özünde olmayanın, aşka  düşmeyenin ustası tarafından eğitilmesi sadece kelime cambazlığından öteye geçmez. Aşık manayı şekilden evla tutar. aşık isdraf yapamaz. orta bir yolu bırakmaması gerekir. gösteriş aşığı bitirir.

Bu anlatılanlar sizi üzmesin. Bunlar kemal şiir yazımı için gerekenlerdir. Herkesin yaklaşımı farklı da olabilir kuşkusuz.  Sadece her neye yazıyor iseniz önce hiç olmazsa birkaç defa besmele çekin, örneğin  şöyle kısa da olsa bir dua edin: “Ya Rabbi zihnimi aç, dilimi çöz, kalbimi sana yönelt, doğruluktan ve adaletten ayırma, gönlümü İslam üzere kıl, seni ve mümin kullarını sevmeyi  nasib et, ve yararlı güzel bir şiirle insanlara faydalı olmayı nasib et, gösterişten uzak eyle beni- amin” diyebilirsiniz.

Son olarak yazılan şeye Hakk nazarıyla sevilmesi gerekiyorsa severek, kızılması gerekiyorsa yine Hakk için kızarak bakmalısınız. Artık şiir yazmaya hazırsınız demektir. Kısmetiniz doğru, güzel ve bol olsun, insanların yararına dönüştürsün Allah’ü Teala.   

 

Bir duanızı şiirleştirmeye çalışarak işe başlayalım:

 

yoktur

vardır

gördür

yerdir

kuldur

haktır 

gibi ayaklar kullanılarak kişinin kendi fiili duası şiirleştirilebilir.

 

Son beyitlerde yoğunluk, önem, vurgu, damıtma çok, katlamalı satırlar arası ilişkiler kuvvetli olmalı, ne diyeceksen de burada demelisiniz.  Örnek bir şah beyit:

 

Zikirden ilahi aşka

…………………..

………………….

 

Arşda yoğ imiş başka nebi ”yusuf”

Züleyhadan kaçmamış doğan yusuf

*

Sen bir Züleyha bul da gel mah cemal

Kaçmayam ben gel gör ki ahı cemal”

 

Yaşanmadan bir şiir yazılmaz. yaşamasanız da o kişi gibi olmalı ya da o olayın içinde gibi hissedecek yufka yüreğe sahip olmalısınız.

Hece Bilgileri:

Koşma 11 hecedir genellikle.

6+5

veya

4+4+3 olabilir.

Semaî 8 hecedir genellikle.

4+4 olabilir.

Mani 7 heceden müteşekkildir.

1. Kıta

…………………a

…………………b

…………………a (x)

………………….b

2.Kıta

………………….c

………………….c

………………….c

………………….b

 

Divan 15 hecedir

8+7 olabilir.

Bu ölçüler geneldir ve daha çok şiirin ahengi ile ilgilidir. Mananın önemsendiği acil bir durumda çokluk teşkil etmemek şartıyla ihlal edildiği bazı şairlerde görülür.

 

Bir kıtanın içini nasıl doldurabiliriz ona bakalım..

 

1.Kıta içeriği şöyle olabilir.

 

1. övgü

2.istek

3.övgü             

4.istek bildir

 

Ağulu aşın duası

 

Her kim bana dost, dost ise
………………………..

Hak Teala yar olsun ona
……………………….

Her ne derdi vardır ise
……………………….

Cümle işi asan ona

……………………………………

 

Emre kul

 

selam ile selam ile

…………………..

selam verdim kelam ile

……………………….

yazıdaki oğlak bile

…………………….

selam alır “bela” ile

………………………………..

 

Elif

 

Ben bir elif olsam başa

……………………..

Kim hu dokur önden sona

………………………….

Bir güzelce sunar Hakk’a

…………………………

Hediyemi bilmez imiş

…………………………..

 

 

Ölüm var…

 

Şu dünyada ey canlar

……………………..

Ağdıracak ölüm var

……………………..

Bağı bostan bozdurur

……………………..

Solduracak ölüm var

………………………

 

2. kıta içeriği şöyle olabilir..

 

1. övgü

 

2.ne düşündüğün          

 

3.ne beklediğin

 

4.aleni istek, vurgu, naz şikayet söylemek istediğin her şey olabilir (derdin ne?)

 

Bana ağu veren kişi
……………………

Doğru ola eğri işi
……………………

Kolay gele onmaz düşü
……………………….

Cümle bahtı hayır ona

……………………………………..

 

 

 

Ben bir aşk-ı elif kulum

………………………

Hakkın zatı arar kelim

………………………

Gayri olmaz O’nsuz ölim

………………………..

Gördüğümü bilmez imiş

……………………………………….

 

 

Özen bezen yapadur

…………………….

Sonra şöyle kıradur

……………………..

Emanetin veredur

………………….

Ödetecek ölüm var

………………………

 

 

Acı biber dilimden

Yuvarlandı önümden

Sevdiğimi gözünden

…………………………

 

(Mani  uyarlaması)

 

 

 

Somut duamda olan şey, yaşadığım kişinin özellikleri, yaşadığım olay, bütün şiir boyunca sistematik bir şekilde bütün şiir boyunca düzenli olarak devam etmeli, olaylar birbirini her kıtada gerçekleşme özelliğine göre sırayla takip etmelidir.

 

Rastgele “burda bu vardı şur da da şu var”  gibi birbirinden kopuk kıtalar okuyucunun zihnini  allak bullak eder. Anlaşılmayı zorlaştırır. Kaliteyi ve tekrar okunabilirliği düşürür. İyi şiir;  çok okunup da her okunuşta diğerinden daima farklı bir şeyi her defasında buduğunuzda ortaya çıkan şiirdir..

 

Bu bakış açısıyla şah beyit ve bir önceki kıta ayrı bir öneme sahiptir. Şiirden hiçbirşey anlamayan okuyucunun aklında,  en son okuduğu son iki beyit kalır. Bu beyitlere kibir, riya, suni fikirler sokulmamalı, son derece açık ve kavi (sağlam fakat sert değil) ana fikir ya da mesajlar yerleştirilmelidir.

 

Şiirde tevazu ve halkın kullandığı deyimler onların düşünceleri önemlidir ve bunlara yer verilmelidir. Böylece okuyucu şiiri ve yazarı kendinden bir parça gibi görür, anlayış derinliği bu sevgiyle artar ve şair okuyucunun nezdinde daha yüksek bir değere (makam değil) ulaşır. Bu ulaşım ve beğenidir ki etkilenme kapılarını okuyucunun açar ve en yüksek faydayı elde etmek kolaylaşır.

 

 

1. Çalışma:  bu sitedeki  “Allah’ım şiirinin aynısını mana sabit kelime farklı olarak taklit edeceğiz.

 

 

2.Çalışma:

 

Aynı formatı tamamen serbest sadece Allahın uyağı(ayağı) sabit kalmasıyla yapılacak.

yazdıktan sonra başkasına verirken okurken “ben yazdık” demeyecek. “bize nasib oldu elhamdülillah” diyecek. tevazudan asla ayrılmayacak. hakaret edenlere cevap vermeyecek. sabredecek. kin duymayacak kimseye.. hakaret edenlere de dua edecek, kimseye işim var demeyecek, kişi ayrılmadfığı sürece onu can kulağı ile dinlemeye devam edecek, pencereden dışarı bakıp hadi git mesajı vermeyecek. bir şey isteyen kimseyi boş çevirmeyecek, neyi varsa paylaşacak, adres soranı bile şayet bilmiyorsa kendisi hemen birinden sorup öğrenip söyleyecek. kişi iyi anlayamıyorsa işi dahi olsa yürüyerek fiilen götürecek oraya kadar. günde 100 selamı tanıdık tanımadık herkese verecek. onlar almazsa kensisi alacak. herkese gülümseyerek bakacak. münibüste 20 kişiye otobüste sıradan herkese selam vererek ilerleyecek. Allah’ı ve Allah için kullarını çok sevecek çook çok.. vesselam..

 

 

aşık ahi kul ahmede nasibdir.

 

7 Mart 2012
Okunma
bosluk

Doğum gününe ölü bakanlar…

Gülü güzel güzel kullar

Doğum günüz kutlu olsun

Nazar düşmüş güzel hallar

Doğum günü’z kutlu olsun

 

Güzel gülden ayrı düşmez

Gülü açan yolda kalmaz

Bag-u bahça boran almaz

Doğum günü’z yaşlı olsın

 

Kalbi güzel güle düşer

Yıllar aşkla başa düşer

Ben yazarım seven beşer

Doğum günü’z nazlı olsun

 

Dünya hanı zalım zalım

Doğup gelen çalar sazım

Yaşar isen aşkla balım

Doğum günü’z tatlı olsun

 

Gezdim tozdum dünya handır

Hancı bekler namaz yoldur

Çorba dahi veren baştır

Doğum günü’z canlı olsun

 

Eyidir eyidir beyler

Zevcedir dediğim eşler

Yamulmadan yaşlanın düşler

Doğum günü’z kaşlı olsun

 

Kalan sağlar kazık çaksın

Yürür dahi yaşım sarsın

Kabrim üzre karlar yağsın

Doğum günü’z Hakk’lı olsun

 

Cennet cennet derler idi

Namaz kılan peyler idi

Kullarına Kerem idi

Doğum günü’z sazlı olsun

 

Doğdun öldün ne anladın

Ataş aldın kim bilmedin

Helal haram düz söyledin

Doğum günü’z ayrı olsun

 

Ahi kullar doğar sever

Sevgi ile yaşar gider

Ölmek ne ki aşkı yaşar

Rıza diyen beri gelsin

 

HAMOY halk oyunları derneğinde 4 kişye birden yapılan 3.3.2012 doğum gününde 10 dakikada yazıldı. lakin doğum günü yapılanların hiçbiri ve hoca da dahil dinlemek lütfunda bulunmadı. birine de sadece adınızı zikredelim mi dedik de hayıııır ki hayııııır dedi. sevgili dostlar biz abdal mıyız, aptal mıyız, şapşal mıyız, salak mıyız,  allahaşkına.. biz temiz  kalbimizi veriyoruz, insanlar kendisine özel yazılmış bir şeye kirli kulaklarını bile vermiyorlar…kızdım ve acaib taşlayacağım lakin gelecek hafta gene oraya gideceğim, tövbe tövbe estağfirullah.. artık güllü güllü yazalım bari..sevgimize aşkımıza dönelim bari..güvensizlerden ve takdir özürlülerden ayrılalım bari… 

.

ben bi abdalım abdalım

zayi eder ham düşerim

olamadım eller ile

gül ile canan düşerim

 

gül der dikenim bendendir

beni sevmek var zordandır

aşkı bilmek yol yordamdır

el ile canan düşerim

 

el dedin de ele düştüm

el verene gülü verdim

dikenini naza kattım

yar ile canan düşerim

.

 

 

ahi kul ahmede nasibdir

3 Mart 2012
Okunma
bosluk

Haççem (Koşma)

Bir ela gözlü haççeye kul oldum

Onbeşinde sardım idi belalım

El ne derse desin algın cariyem

Ellibeşte yazdım idi maralım

 

Gözler okur ilme meftun çabalar

Döner gelir bağ-u bostan çapalar

Bahar ermiş çiğdem bekler yumrular

Kor döşümde yaktım idi fidanım

 

Seher yeli yarden eser şalimiş

Çöle salar baha yanıp gelimiş

Nice yiğit şarttan âri düşimiş

Yar koynumda öldüm idi cerenim

 

Siyah zülfüne de bağlar gönlümü

Nasıl ayrı düşem bozar fendimi

Bahar yetmez ömür ister yazgımı

Var canımda canan idi maşığım

 

Zabah olur ağşam olur gözlerim

Baha kılar bir buseye gözlerim

Dağa düşer ben yolları gözlerim

Sar bağrıma malım idi selenim

 

Irlar olduk zaman hüsran eyledi

Felek çaktı bir silledir peyledi

Çırpındı gönlüm de ahdi bozardı

Gül bağrımda biter idi toprağım

 

Kaşlar kalem yazar beyaz üstüne

Kara gözler maral düşer altına

İnce beller düşmüş yiğit koluna

Yar sardım da bozar idi mihengim

 

Aldırdım aldırdım yari aldırdım

Varmayınca ırak oldu kaptırdım

Yar uğruna kavi iken eloldum

Zar düştüm de yazar idi kaderim

 

Yiğit olam sır vermeyem cahile

Selam yoğmuş erkansıza yolsuza

Komşu durma namussuza arsıza

Bar oynar da çöker idi algınım

 

Yiğitten yalan çıkmaz yanıltmaz

Baha sorsan üste verir bilinmez

Zalim dahi sever  keme hırlamaz

Yaz kalbim de söyler idi Allah’ım

 

Kul ahmedim ağlar ahi gezerim

Ümmet ümmet ağıt düşer seherim

Çaldırdım yari de düşe sayarım

Söv ahdim de kavi idi haticem

not: bu hatice gençliğimde sevip sevip 6 kez de istedip alamadığım haticedir. bayram gelse de eliylen bir tokalaşsam deyu bir yıl beklerim. işte aşk bu, aşk bu…

 

aşık ahi kul ahmede nasibdir

1 Mart 2012
Okunma
bosluk

Yalnız Büyük Çarşıda mı Din Yere Düştü: ak sarıklı ins (insan), ak varaklı (yapraklı-Kuran-) din perişan (Taşlama)

Çıktım yüğseğine seyran eyledim

Gördüm ki ak sarıklı ins perişan

Bir ataş vurdu da yandım ağladım

Erdim ki ak varaklı din perişan

 

Hayal oldu cübbe sarık bilinmez

Giyer isen kaldır bunu denilmez

İmam deyu cehle sala verilmez

Sordum ki beş direkli din perişan

 

Yıkılmış mana Mushaflar öpülür

Muhammed ölmüş ümmeti şaşırır

Başolmuş şeytan cahiller sarılır

Baktım ki nur beşikli din perişan

 

Susmuş alim ölsün daha beklerler

İlim ölmüş para düşler esnaflar

Cehli yol eylemiş şeytan kılıklar

Yazdım ki kıç baştalı din perişan

 

Dağılmış zülüfler tarak geçirmez

Yareler azıtmış mehlem yetişmez

Arifler göçetmiş şeytan kaçırmaz

Yordum ki Hakk düşeli din perişan

 

Yarimin güllerini soğuk almış

Sadrıma sardığım alim ölürmüş

Ölen kim cahiller bayram edermiş

Kurban ki kes alimi din perişan

 

Sorarım dağları  bağrın açar mı

Cahilden kaçarım beni basar mı

Yar ile sohbetim cana düşer mi

Devran ki kin saralı din perişan

 

Benim gördüğümü körler görürmüş

Benim inancıma ahraz gelirmiş

Bağ-ı irfanımı cehle yazarmış

Etek ki şer saralı din perişan

 

Ahi kul ahmedim ağlar ümmetim

Güzele ümmet der çiğdem sayarım

İslam oldum Hakk’a canan düşerim

Canan ki od saralı din perişan

 

 

Not: bu şiir Büyük Çarşıdaki camiden kovulmamız üzerine yazdığımız ikinci taşlamadır. sorun daha derinde görünmektedir dostlar derinde…

Yüreğim yaralı dostlar yüreğim yaralı. Rahman’ın huzuruna vardığımızda onun dinini nasıl ve ne kadar savunduğumuzu, müslümanları ümmet teknesinde ne kadar yüzdürdüğümüzü ve sevdiğimizi, onlara ne kadar fedakarlık yaptığımızı hangi yüzle anlatacağız dostlar.. söyleyin bana söyleyin.. malımdan zaten geçmiştim canımdan vereyim.. etimin hangi dilimini hangi ümmet ister vereyim.. siz kasap olun..

 

aşık ahi kul ahmede nasibdir

1 Mart 2012
Okunma
bosluk
  • Page 2 of 2
  • <
  • 1
  • 2
kırşehir Son Yazılar FriendFeed

Dili Seç

cami alttan ısıtma
halı altı ısıtma
cami ısıtma
cami ısıtma