Burada size yazdığım şeyler; hiç bir kitapta yer almayan, sadece bu aşık kardeşinizin kendi sevgi, usul ve tecrübelerinin bir kısmıdır. her yiğidin yoğurdu da yeyişi de farklıdır. başkasına kıyaslamayınız lütfen. aşıklık geleneği normalde usta-çırak ilişkisine dayanır. fakat bizim ustamız HAKK RAHMAN oldu da irticalen yazar dururuz. Peygamber efendimiz sav. Hatay’da Habibi Neccar Hazretleri ve Mevlana’ ks. dan başka bir çok tarikat şeyhinden dua aldığımız yanında radikal bir ilahi aşk’ın kalbimizde yer ettirildiğini (=Allah’tan) riya olmaksızın söyleyelim inşallah.
onun çok dua eden biri olduğunu aklınızdan çıkarmayınız lütfen…
Bir şiir yazmak için mutlaka bir miktar zikir, en azından 21 besmele uygun olur. bir besmele dahi çekmeden yazılar hokkabazlık olur ki onu da ahmaklar okur, hanesine bir şeyin yazılması da şüpheli hale gelir. şiir Allah için yazılır ve Allah için insanların istifadesine karşılıksız dağıtılır. isteyene parası yoksa bedava, orta halliye maliyet artı makul karla, parası çok olana fazlası fakirlere bedavanın karşılığı olarak fazla fiatla verilebilir.
Kişi kimseyle küs olmamalıdır.
Karşı taraf barışmıyorsa sizin ona barıştığınızı söylemeniz ya da almasa bile selam vermeniz gereklidir.
Kul hakkı olan kişilerle vakit geçirmeden ödeme gerekli ise ödeme yapıp helalliğini de ayrıca gönülden almalısınız.
Namazlarınızda Allah’a tam kul olup hiçbir dünya gailesi düşünmeden aşk ile namaz kılmalısınız.
Her gün mali durumunuz ölçüsünde bir miktar mutlaka uygun kişiyi bularak sadaka vermelisiniz..
CENNET: namazı 5 5 aşkla kılıp çorba kaşığını karşı tarafa uzatanlara daha yakındır (Aşık ahi kul ahmed)
Şiir yazma ortamı diye bir özel zaman aslında yoktur. Biz bazen iki kıta otobüs durağında, iki kıta otobüsün kalabalında içinde, 4 kıta eve varınca, bilgisayara aktarırken iş yerinde de a aaa şurası eksik kalmış deyip 4 kıta daha ayakta ila ederiz de 12 kıtalı bir şiir çıkıverir ortaya.
Ancak genel olarak sakin ortamlar hayalin genişlemesine daha çok imkan verdiği söylenebilir.
Aşık açık ve net olmalı. Gerçeklerden korkmadan gizliliğimiz sadece fitneye yol açabilecek şeylerle sınırlı olmalı = Dostluklar, Güven = Açıklık Allah için yer bulmalı..
Hiç kimseyi Allahın dışında ”dost” edinmeyeceğiz. Bu bizi kula kulluğa, kullara ‘eyvallah’ etmekten koruyacaktır= Onur, Hürriyet, Kulluk böyle elde edilir.
Fecr suresi 27-30 ayetleri incelendiğinde mutmain olmuş nefsin doğrudan cennetle müjdelendiği görülmelidir. Kulluk en güzel makam olup bu makama erişmiş bir arif kişi yada aşık kişinin yazdığı şeyler insdanlara bazı bölümlerini anlamasalarda Rahmani olarak çok şey vermeye başlar. Yazıda kişinin bir miktar kesbi (emeği) bulunsa da duyurma işi Allah’a aittir. Bu duyma işlemi sesin fiziki olarak duyurulmasından tutun kalbe inmesine kadar Allah’a aittir. Bu durum faydaya dönüşürse nasibe dönmüş olur ki istenen de budur. Bu noktada aşığın gayreti yanında Hakk’ın nasibi olduğundan nasib için Allah’a şükretmek gerekir. Aşık ise bu gayreti için teşekkür beklemez dua beklemez. O yaszar, dağıtır, ulaştırır o kadar.. aşıkta ben duygusu ve meşhur olma duygusu en aşağıya inmiştir zira.. işte bir aşıkta iyilik duygu ve makamı fevri tek tek hareketten “HAL” HALİNE DÖNÜŞMEDİKÇE yazdıkları iyi olmadığı gibi onu duyuracak kimse de olmadığı için boş yere çabalar durur. Bütün bu aşamalar usta çırak ilişkisi içinde söz ile sazı da kapsamaya kadar gider. Çırağın ilahi aşkta katedeceği mesafe onun fedakarane gayreti ile şevk bulur ve çırak yükselmeye başlar. Yükseldikçe eteğindeki dünyalık ağırlık ve nefsi özellikleri atmalı ki hafifleyip yükselebilsin. Cisim hafifledikçe ryh zenginleşmeye başlar. İşte şimdi aranan evvelde Hakk’ın verdiği kabiliyetler için mana zenginliği fırsatları doğmaya başlar. Özünde olmayanın, aşka düşmeyenin ustası tarafından eğitilmesi sadece kelime cambazlığından öteye geçmez. Aşık manayı şekilden evla tutar. aşık isdraf yapamaz. orta bir yolu bırakmaması gerekir. gösteriş aşığı bitirir.
Bu anlatılanlar sizi üzmesin. Bunlar kemal şiir yazımı için gerekenlerdir. Herkesin yaklaşımı farklı da olabilir kuşkusuz. Sadece her neye yazıyor iseniz önce hiç olmazsa birkaç defa besmele çekin, örneğin şöyle kısa da olsa bir dua edin: “Ya Rabbi zihnimi aç, dilimi çöz, kalbimi sana yönelt, doğruluktan ve adaletten ayırma, gönlümü İslam üzere kıl, seni ve mümin kullarını sevmeyi nasib et, ve yararlı güzel bir şiirle insanlara faydalı olmayı nasib et, gösterişten uzak eyle beni- amin” diyebilirsiniz.
Son olarak yazılan şeye Hakk nazarıyla sevilmesi gerekiyorsa severek, kızılması gerekiyorsa yine Hakk için kızarak bakmalısınız. Artık şiir yazmaya hazırsınız demektir. Kısmetiniz doğru, güzel ve bol olsun, insanların yararına dönüştürsün Allah’ü Teala.
Bir duanızı şiirleştirmeye çalışarak işe başlayalım:
yoktur
vardır
gördür
yerdir
kuldur
haktır
gibi ayaklar kullanılarak kişinin kendi fiili duası şiirleştirilebilir.
Son beyitlerde yoğunluk, önem, vurgu, damıtma çok, katlamalı satırlar arası ilişkiler kuvvetli olmalı, ne diyeceksen de burada demelisiniz. Örnek bir şah beyit:
Zikirden ilahi aşka
…………………..
………………….
Arşda yoğ imiş başka nebi ”yusuf”
Züleyhadan kaçmamış doğan yusuf
*
Sen bir Züleyha bul da gel mah cemal
Kaçmayam ben gel gör ki ahı cemal”
Yaşanmadan bir şiir yazılmaz. yaşamasanız da o kişi gibi olmalı ya da o olayın içinde gibi hissedecek yufka yüreğe sahip olmalısınız.
Hece Bilgileri:
Koşma 11 hecedir genellikle.
6+5
veya
4+4+3 olabilir.
Semaî 8 hecedir genellikle.
4+4 olabilir.
Mani 7 heceden müteşekkildir.
1. Kıta
…………………a
…………………b
…………………a (x)
………………….b
2.Kıta
………………….c
………………….c
………………….c
………………….b
Divan 15 hecedir
8+7 olabilir.
Bu ölçüler geneldir ve daha çok şiirin ahengi ile ilgilidir. Mananın önemsendiği acil bir durumda çokluk teşkil etmemek şartıyla ihlal edildiği bazı şairlerde görülür.
Bir kıtanın içini nasıl doldurabiliriz ona bakalım..
1.Kıta içeriği şöyle olabilir.
1. övgü
2.istek
3.övgü
4.istek bildir
Ağulu aşın duası
Her kim bana dost, dost ise
………………………..
Hak Teala yar olsun ona
……………………….
Her ne derdi vardır ise
……………………….
Cümle işi asan ona
……………………………………
Emre kul
selam ile selam ile
…………………..
selam verdim kelam ile
……………………….
yazıdaki oğlak bile
…………………….
selam alır “bela” ile
………………………………..
Elif
Ben bir elif olsam başa
……………………..
Kim hu dokur önden sona
………………………….
Bir güzelce sunar Hakk’a
…………………………
Hediyemi bilmez imiş
…………………………..
Ölüm var…
Şu dünyada ey canlar
……………………..
Ağdıracak ölüm var
……………………..
Bağı bostan bozdurur
……………………..
Solduracak ölüm var
………………………
2. kıta içeriği şöyle olabilir..
1. övgü
2.ne düşündüğün
3.ne beklediğin
4.aleni istek, vurgu, naz şikayet söylemek istediğin her şey olabilir (derdin ne?)
Bana ağu veren kişi
……………………
Doğru ola eğri işi
……………………
Kolay gele onmaz düşü
……………………….
Cümle bahtı hayır ona
……………………………………..
Ben bir aşk-ı elif kulum
………………………
Hakkın zatı arar kelim
………………………
Gayri olmaz O’nsuz ölim
………………………..
Gördüğümü bilmez imiş
……………………………………….
Özen bezen yapadur
…………………….
Sonra şöyle kıradur
……………………..
Emanetin veredur
………………….
Ödetecek ölüm var
………………………
Acı biber dilimden
Yuvarlandı önümden
Sevdiğimi gözünden
…………………………
(Mani uyarlaması)
Somut duamda olan şey, yaşadığım kişinin özellikleri, yaşadığım olay, bütün şiir boyunca sistematik bir şekilde bütün şiir boyunca düzenli olarak devam etmeli, olaylar birbirini her kıtada gerçekleşme özelliğine göre sırayla takip etmelidir.
Rastgele “burda bu vardı şur da da şu var” gibi birbirinden kopuk kıtalar okuyucunun zihnini allak bullak eder. Anlaşılmayı zorlaştırır. Kaliteyi ve tekrar okunabilirliği düşürür. İyi şiir; çok okunup da her okunuşta diğerinden daima farklı bir şeyi her defasında buduğunuzda ortaya çıkan şiirdir..
Bu bakış açısıyla şah beyit ve bir önceki kıta ayrı bir öneme sahiptir. Şiirden hiçbirşey anlamayan okuyucunun aklında, en son okuduğu son iki beyit kalır. Bu beyitlere kibir, riya, suni fikirler sokulmamalı, son derece açık ve kavi (sağlam fakat sert değil) ana fikir ya da mesajlar yerleştirilmelidir.
Şiirde tevazu ve halkın kullandığı deyimler onların düşünceleri önemlidir ve bunlara yer verilmelidir. Böylece okuyucu şiiri ve yazarı kendinden bir parça gibi görür, anlayış derinliği bu sevgiyle artar ve şair okuyucunun nezdinde daha yüksek bir değere (makam değil) ulaşır. Bu ulaşım ve beğenidir ki etkilenme kapılarını okuyucunun açar ve en yüksek faydayı elde etmek kolaylaşır.
1. Çalışma: bu sitedeki “Allah’ım şiirinin aynısını mana sabit kelime farklı olarak taklit edeceğiz.
2.Çalışma:
Aynı formatı tamamen serbest sadece Allahın uyağı(ayağı) sabit kalmasıyla yapılacak.
yazdıktan sonra başkasına verirken okurken “ben yazdık” demeyecek. “bize nasib oldu elhamdülillah” diyecek. tevazudan asla ayrılmayacak. hakaret edenlere cevap vermeyecek. sabredecek. kin duymayacak kimseye.. hakaret edenlere de dua edecek, kimseye işim var demeyecek, kişi ayrılmadfığı sürece onu can kulağı ile dinlemeye devam edecek, pencereden dışarı bakıp hadi git mesajı vermeyecek. bir şey isteyen kimseyi boş çevirmeyecek, neyi varsa paylaşacak, adres soranı bile şayet bilmiyorsa kendisi hemen birinden sorup öğrenip söyleyecek. kişi iyi anlayamıyorsa işi dahi olsa yürüyerek fiilen götürecek oraya kadar. günde 100 selamı tanıdık tanımadık herkese verecek. onlar almazsa kensisi alacak. herkese gülümseyerek bakacak. münibüste 20 kişiye otobüste sıradan herkese selam vererek ilerleyecek. Allah’ı ve Allah için kullarını çok sevecek çook çok.. vesselam..
aşık ahi kul ahmede nasibdir.
Gülü güzel güzel kullar
Doğum günüz kutlu olsun
Nazar düşmüş güzel hallar
Doğum günü’z kutlu olsun
Güzel gülden ayrı düşmez
Gülü açan yolda kalmaz
Bag-u bahça boran almaz
Doğum günü’z yaşlı olsın
Kalbi güzel güle düşer
Yıllar aşkla başa düşer
Ben yazarım seven beşer
Doğum günü’z nazlı olsun
Dünya hanı zalım zalım
Doğup gelen çalar sazım
Yaşar isen aşkla balım
Doğum günü’z tatlı olsun
Gezdim tozdum dünya handır
Hancı bekler namaz yoldur
Çorba dahi veren baştır
Doğum günü’z canlı olsun
Eyidir eyidir beyler
Zevcedir dediğim eşler
Yamulmadan yaşlanın düşler
Doğum günü’z kaşlı olsun
Kalan sağlar kazık çaksın
Yürür dahi yaşım sarsın
Kabrim üzre karlar yağsın
Doğum günü’z Hakk’lı olsun
Cennet cennet derler idi
Namaz kılan peyler idi
Kullarına Kerem idi
Doğum günü’z sazlı olsun
Doğdun öldün ne anladın
Ataş aldın kim bilmedin
Helal haram düz söyledin
Doğum günü’z ayrı olsun
Ahi kullar doğar sever
Sevgi ile yaşar gider
Ölmek ne ki aşkı yaşar
Rıza diyen beri gelsin
HAMOY halk oyunları derneğinde 4 kişye birden yapılan 3.3.2012 doğum gününde 10 dakikada yazıldı. lakin doğum günü yapılanların hiçbiri ve hoca da dahil dinlemek lütfunda bulunmadı. birine de sadece adınızı zikredelim mi dedik de hayıııır ki hayııııır dedi. sevgili dostlar biz abdal mıyız, aptal mıyız, şapşal mıyız, salak mıyız, allahaşkına.. biz temiz kalbimizi veriyoruz, insanlar kendisine özel yazılmış bir şeye kirli kulaklarını bile vermiyorlar…kızdım ve acaib taşlayacağım lakin gelecek hafta gene oraya gideceğim, tövbe tövbe estağfirullah.. artık güllü güllü yazalım bari..sevgimize aşkımıza dönelim bari..güvensizlerden ve takdir özürlülerden ayrılalım bari…
.
ben bi abdalım abdalım
zayi eder ham düşerim
olamadım eller ile
gül ile canan düşerim
gül der dikenim bendendir
beni sevmek var zordandır
aşkı bilmek yol yordamdır
el ile canan düşerim
el dedin de ele düştüm
el verene gülü verdim
dikenini naza kattım
yar ile canan düşerim
.
ahi kul ahmede nasibdir
Bir ela gözlü haççeye kul oldum
Onbeşinde sardım idi belalım
El ne derse desin algın cariyem
Ellibeşte yazdım idi maralım
Gözler okur ilme meftun çabalar
Döner gelir bağ-u bostan çapalar
Bahar ermiş çiğdem bekler yumrular
Kor döşümde yaktım idi fidanım
Seher yeli yarden eser şalimiş
Çöle salar baha yanıp gelimiş
Nice yiğit şarttan âri düşimiş
Yar koynumda öldüm idi cerenim
Siyah zülfüne de bağlar gönlümü
Nasıl ayrı düşem bozar fendimi
Bahar yetmez ömür ister yazgımı
Var canımda canan idi maşığım
Zabah olur ağşam olur gözlerim
Baha kılar bir buseye gözlerim
Dağa düşer ben yolları gözlerim
Sar bağrıma malım idi selenim
Irlar olduk zaman hüsran eyledi
Felek çaktı bir silledir peyledi
Çırpındı gönlüm de ahdi bozardı
Gül bağrımda biter idi toprağım
Kaşlar kalem yazar beyaz üstüne
Kara gözler maral düşer altına
İnce beller düşmüş yiğit koluna
Yar sardım da bozar idi mihengim
Aldırdım aldırdım yari aldırdım
Varmayınca ırak oldu kaptırdım
Yar uğruna kavi iken eloldum
Zar düştüm de yazar idi kaderim
Yiğit olam sır vermeyem cahile
Selam yoğmuş erkansıza yolsuza
Komşu durma namussuza arsıza
Bar oynar da çöker idi algınım
Yiğitten yalan çıkmaz yanıltmaz
Baha sorsan üste verir bilinmez
Zalim dahi sever keme hırlamaz
Yaz kalbim de söyler idi Allah’ım
Kul ahmedim ağlar ahi gezerim
Ümmet ümmet ağıt düşer seherim
Çaldırdım yari de düşe sayarım
Söv ahdim de kavi idi haticem
not: bu hatice gençliğimde sevip sevip 6 kez de istedip alamadığım haticedir. bayram gelse de eliylen bir tokalaşsam deyu bir yıl beklerim. işte aşk bu, aşk bu…
aşık ahi kul ahmede nasibdir
Çıktım yüğseğine seyran eyledim
Gördüm ki ak sarıklı ins perişan
Bir ataş vurdu da yandım ağladım
Erdim ki ak varaklı din perişan
Hayal oldu cübbe sarık bilinmez
Giyer isen kaldır bunu denilmez
İmam deyu cehle sala verilmez
Sordum ki beş direkli din perişan
Yıkılmış mana Mushaflar öpülür
Muhammed ölmüş ümmeti şaşırır
Başolmuş şeytan cahiller sarılır
Baktım ki nur beşikli din perişan
Susmuş alim ölsün daha beklerler
İlim ölmüş para düşler esnaflar
Cehli yol eylemiş şeytan kılıklar
Yazdım ki kıç baştalı din perişan
Dağılmış zülüfler tarak geçirmez
Yareler azıtmış mehlem yetişmez
Arifler göçetmiş şeytan kaçırmaz
Yordum ki Hakk düşeli din perişan
Yarimin güllerini soğuk almış
Sadrıma sardığım alim ölürmüş
Ölen kim cahiller bayram edermiş
Kurban ki kes alimi din perişan
Sorarım dağları bağrın açar mı
Cahilden kaçarım beni basar mı
Yar ile sohbetim cana düşer mi
Devran ki kin saralı din perişan
Benim gördüğümü körler görürmüş
Benim inancıma ahraz gelirmiş
Bağ-ı irfanımı cehle yazarmış
Etek ki şer saralı din perişan
Ahi kul ahmedim ağlar ümmetim
Güzele ümmet der çiğdem sayarım
İslam oldum Hakk’a canan düşerim
Canan ki od saralı din perişan
Not: bu şiir Büyük Çarşıdaki camiden kovulmamız üzerine yazdığımız ikinci taşlamadır. sorun daha derinde görünmektedir dostlar derinde…
Yüreğim yaralı dostlar yüreğim yaralı. Rahman’ın huzuruna vardığımızda onun dinini nasıl ve ne kadar savunduğumuzu, müslümanları ümmet teknesinde ne kadar yüzdürdüğümüzü ve sevdiğimizi, onlara ne kadar fedakarlık yaptığımızı hangi yüzle anlatacağız dostlar.. söyleyin bana söyleyin.. malımdan zaten geçmiştim canımdan vereyim.. etimin hangi dilimini hangi ümmet ister vereyim.. siz kasap olun..
aşık ahi kul ahmede nasibdir